BÖLÜM 8

63.1K 1.2K 603
                                    


Şampuanı saçıma dökmüştü. Eliyle saçıma döktüğü sıvıyı dağıttı ve ardından suyu tuttu kafama.
Şampuan tamamen kaybolana kadar yıkadı saçımı.
Ondan sonra eline şampuanı sıktı ve vücudumda dağıtmaya başladı.
Önce göğüsüme, sırtıma ve boynumda. Daha sonra ellerime ve bacaklarıma.
Baldırlarımı elledikçe heyecanlanıyordum.
Her tarafımı şampuanladıktan sonra suyu açtı ve yıkamaya başladı.
Bir elinde suyu tutuyor, diğeriylede şampuanın daha çabuk kaybolması için vücudumu ovuyordu.
Ellerini tenimden hiç çekmemesini istedim o an.
Şampuan kaybolduktan sonra elimden tutup ayağa kaldırdı beni.
Havluyu getirdi ve bedenime sardı.
Ardından küçük bir havlu verdi ve ben havluya sarılırken o küçük havluyla saçımı kuruladı.
"Sana üstünü getireyim,giyin."
"Tamam." Anlamında başımı salladım.

İçeri girdi, yeni kıyafetler getirdi ve verdi bana.
"Sen bunları giyin bende çarşafları değiştireyim."
"Gerek yok. Ben yaparım akşam."
"Yok ben yaparım şimdi. Çarşaflar nerde?"
"Gerçekten gerek yok. Ben değiştirim."
"Söyle Emir." Dedi Kıvanç sıkılmış bir ses tonuyla.
"Tamam." Dedim ve çarşafların yerini gösterdim.
Kıvanç banyodan çıktıktan sonra üstümü giyindim ve banyodan çıktım.
Çıktığımda çarşaflar serilmişti ama Kıvanç yoktu ortada. Sanırım teşekkür etmemi beklemeden bile çıkıp gitmişti.
Yatağıma yattıktan bir kaç dakika sonra odamın kapısı açıldı ve Kıvanç girdi içeri.
Elinde bardak vardı, bardağın içindede çay.

"Papatya çayı iyi gelirmi bilmiyorum ama bunu buldum, bunu yaptım."
"Ne gerek vardı kardeşim."
"Bakımsızlıktan öleceksin daha ne gerek var diyorsun." Dedi gülerek.
"O kadar kötümü durumum ya."
"Kötüde lafmı. Ben hasta olunca annem bana küçük çocuk gibi davranır. Senin annen nerde? Çalışıyormu?"
"Yok." Dedim gülen yüzüm soğuk bir hal alırken.
"Nerde?"
"Kapatalım konuyu."
"Ben sana hakkımda herşeyi anlatıyorum. Sen ? Tam bir sır küpüsün. Hiç birşey anlatmıyorsun."
"Öldü. Babamda öldü." Dedim yüzüne bile bakmadan.
Susmuştu. Sanırım şaşırmıştı.
Yavaşca kaldırdım kafamı ve gülümsedim.
"Özür dilerim." Dedi sadece.
"Sorun değil." Dedim ve sustum.
"Başka bir ihtiyacın varmı?"
"Yok, hayır. Teşekkür ederim."
"Ozaman ben gidiyim artık. Tekrar özür dilerim. Birşeye ihtiyacın olursa yaz bana. Hemen gelirim."
"Eyvallah kardeşim. " dedikten sonra odadan çıkıyordu Kıvanç ki tam t-shirtinin yaş olduğunu farketmiştim.
Beni yıkarken ıslatmıştım onu.
"Kıvanç." Dedim ve zar zor çıktım yataktan.
Arkasını dönmüş meraklı bir bakışla beni izliyordu.
Hiç birşey demeden dolaptan bir t-shirt çıkarttım ve Kıvança verdim.
Hiç ısrar etmeden kabul etti.
Üstündeki t-shirti çıkarttı ve benim verdiğimi giyindi.
Onunda vücudu kaslıydı. Benden daha kaslıydı ama fazla abartmamıştı. Güzel duruyordu.
"Eyvallah." Dedi ve hafifçe omuzuma vurduktan sonra odadan çıktı.
Kapıya kadar eşlik ettikten sonra odama döndüm ve yatağıma girdim.

Kıvanç gittikten yarım saat sonra Masal geldi. Bir kaç dakika sonrada Mert.

Masal tüm gün uğramadı yanıma. Bana küsmüştü anlaşılan.
Yıkanıp, çay içmenin verdiği rahatlıkla yavaşca kalktım yatakan ve Masalın yanına gittim.

"Masal?" Dedim önce.
Cevap vermedi.
"Neden bakmıyorsun bana tüm gün hasta hasta yatıyorum, bir geçmiş olsun bile demedin."
"Hmm." Dedi sadece.
"Bana küstünmü sen?"
"Evet."
"Dün biraz moralim bozuktu, özür dilerim. Yarım yanımda yat istersen. Bu gece olmaz, hastayım."
"İstemiyorum."
"Ama beni üzersen ben dahada hasta olurum." Dedim küçük bir çocuk gibi.
"Tamam git sen şimdi. Düşünürüm ben." Dedi havalı ama tatlı bir şekilde.
"Tamam prenses." Dedim ve tekrar odama girdim yattım.

Saat gece 12 olmuştu. Gözlerimi zar zor açık tutuyordum ama filmimin bitmesine 30 dakika kalmıştı.
Telefonuma gelen bildiriyle irkildim.
Kıvanç yazmıştı.
"Daha iyi oldunmu?"
"Oldum sayende, sağol. Yıkanmak iyi geldi."
Ne demek kardeşim. Bir ihtiyacın varmı?"
"Yok sağol kardeşim."
"Yarın okula geliyormusun?"
"Gelmeliyim, dersi kaçırmamam lazım."
"Tamam, seni kantinde beklerim."
"Tamam." Yazdım ve telefonu kenara koydum.

Satılık erkekWhere stories live. Discover now