Bölüm 47

12.9K 350 108
                                    

Keyifli okumalar!
___

"Cenazeye gelemedim, kusuruma bakmadın değil mi?"

Kenan, sık sık bana yönelttiği bakışlarını bu sefer yanıma oturmuş olan Kıvanç'a yöneltti. Sürekli gülümsenesi beni rahatsız ettiği için, ona bakmamaya çalışsam da, ister istemez iğrenç yüzüne bakmak zorunda kalıyordum bazen. Şimdi bu konuyu açması ise beni her şeyden daha çok rahatsız etmişti. Geçmiş, gitmişti. Kıvanç, Kenan'la konuştuğuna göre kusura bakmamıştı işte, neyin kafasıydı ki bu?

Kıvanç'la bu soru üzerine bir kaç saniye göz göze geldik. Bakışlarını kaçıran ilk ben olmuştum çünkü suçlu hissediyordum.

"Hayır, sorun değil." diye cevapladı Kıvanç bu rahatsız edici soruyu ve kahvesini getiren garsonun elinden aldı fincanı. Ardından benim ve Kenan'ın fincanlarını da koydu masaya ve garsona teşekkür etti.

"Babanı ne kadar çok sevdiğimi bilirsin. Ama piyasa acımasız. Zaman bırakmıyor insana. İnan kaç hafta sonra ilk defa rahat rahat kahve yudumluyorum." dedi ve kahvesinden bir yudum aldı.

"Meşgulseniz, daha fazla işinizden alıkoymayalım." Zaten neden bu restorana gelmiştik ki? Ayak üstü iki sohbet edip, gidebilirdik.

"Yok, bugün rahatım." dedi ve Kıvanç'a dönüp "Pek bir düşünceli arkadaşın." diye ekledi.
Kıvanç gülümseyerek bana baktı ve ardından Kenan'a döndü.
"Öyledir."

Bir süre kimse konuşmamıştı ve ben rahat etmiştim. Hele Kenan sustukça içten içe bayram ediyordum. Ama her gündüzün gecesi olduğu gibi bu iğrenç adamın suskunluğunu da bir gevezelik takip ediyordu.

"Sen ne işle meşgulsun?" diye sordu Kenan. Tek amacının beni zora düşürmek olduğunu biliyordum. Kendince gövde gösterisi yapıyordu.

"Çalışmıyorum." dedim sakince.

"Kardeşlerim var demiştin. Nasıl geçiniyorsunuz?" diye üsteledi. İlla zorlayacaktı!

"Ben geçiniyorum öyle, böyle. Kardeşlerime de sağ olsun Kıvanç'ın ailesi bakıyor." dedim sakinliğimi koruyarak. Cidden kardeşlerimi o eve atmış ve ilgilenmeyi kesmiştim. Kendi abiliğimden utanmıştım. Aslında tam olarak bir bağım bile olmadığı bir aile, hatta başının ölmesine sebep olduğum bir aile kardeşlerimi okutuyor ve besliyordu. Bunu Kıvanç olmasa yaparlar mıydı, bilmiyorum ama yinede onlara minnettardım! En kısa zamanda bu durumun değişmesi gerektiğinin de farkındaydım ayrıca.

"Neden? Karşılığında ne istedi Selim?" Kenan beni köşeye sıkıştırmak için elinden geleni yapıyordu. Kıvanç'ı şüphelendirmeye çalışıyordu. Kıvanç'ın da yavaş yavaş gerildiğini fark edebiliyordum ve her an kötü bir şeyler olabileceğinden korkuyordum.
Kıvanç'ın birden çıkıp 'Sana ne lan benim sevgilimden?' diye sorup, Kenan'ın 'Sevgilin orospuydu!' deme ihtimali belki aşırı düşüktü ama o düşük ihtimal bile korkumu kamçılıyordu.

"Onun için çalıştım." dedim ve artık susması için uyardım onu bakışlarımla. Ama susmamakta kararlıydı.

"Ne olarak?"

Bir an 'Orospusu olarak, yeter lan!' diye bağırmak gelmişti içimden ama o cesaret yoktu bende.

"Şoför."

Satılık erkekWhere stories live. Discover now