FİNAL

23K 713 693
                                    

Sonunda final bölümünü yazabildim. Umarım beklediğinize değen bir final olmuştur. Ben pek mutlu olmadım bu finalden, ama elimden gelen buydu. O yüzden kusuruma bakmayın. Bu hikayeyi Wattpad'in en fazla okunan eşcinsel konulu hikayeleri arasına soktuğunuz için okuyan herkese teşekkürler. Aslında ufak bir teşekkür tarzı bir şeyler yazacaktım, ama olsun ._.
Son bölümde de yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
Bu hikaye için son kez;
Keyifli okumalar!

(2016'yı konu edinen kısımların bir kısmı için birinci bölüme bakmanız önerilir + Başta neler olduğunu tam anlamayabilirsiniz, ama sonda her şeyin açıklaması var)

2016

Neden burada olduğuna dair kesin bir fikri yoktu. Belki ardı ardına içtiği rakılar, biralar, şaraplar ve vodkaların etkisiyle gelmişti, belki de ayık kafayla bile gelirdi. Neden burada olduğunu bilmiyordu, tıpkı Kıvanç'ın neden burada olmadığını, bundan sonra bu boktan hayatıyla ne yapacağını ve bu duruma nasıl geldiğini bilmediği gibi. İstanbul'a gelene kadar en büyük kavgasını otobüs koltuğu için yapmış biri, nasıl olur da onlarca aileyi mahvettikten sonra yeni bir aileyi daha mahvetmek için harekete geçerdi?

Aslında açıklaması vardı. Hayat Emir'e neden böyle davranmıştı, bilmiyordu, ama neden burada olduğunun açıklaması vardı. O kadar kindar ve nefret dolu olduğuna kendisi bile inanmak istemese de, burada olmasının sebebi kin ve nefretti. Sadece kin, sadece nefret. Burada olmasının ve birazdan yapacaklarının Kıvanç'a hiçbir yararı olmayacak, hatta ömrü boyunca bu olaydan haberdar bile olmayacaktı, ama Emir, kendini alkolle aptallaştırıp, kendi uydurduğu yalana inanmak istemişti. Ona göre buradaydı çünkü dünyayı pisliklerden temizlemek istiyordu. Buradaydı çünkü Kıvanç'ı çok sevdiği için bu ayrılığa sebep olanları cezalandıracaktı. Buradaydı çünkü iyilerin kahramanı olacaktı.

Hayır, tek bir gerçek vardı, o da Emir'in onlarca mızrağın ve okun hedefi olmuş kızgın bir boğa olduğu ve son çırpınışlarında çok can yakmak istiyor oluşuydu.

Elindeki bira şişesinin boş olduğunu dudaklarına götürdüğünde fark etti ve çalıların arasına attı. Çömeldiği çalıların arasından evin kapısını izlemeye devam etti. Birkaç saniye öyle kaldı ve sonra biraz önce değersiz, kullanılmış bir eşya gibi fırlattığı bira şişesini attığı yerden kaldırdı. Onu boş bir bira şişesi değilde, değerli altın bir vazo gibi yanına, asfaltın üstüne dikti.

"Özür dilerim, elimden kaydın." diye fısıldadı.

Küçük bir yavru kedinin ensesini okşarcasına okşadı şişeyi ve tekrar kapıya döndü. Hayır, delirmemişti. Sadece kendini görmüştü o şişede. Boş, değersiz, kullanılıp atılmış bir obje. Boş, değersiz, kullanılıp atılmış objelerin intikamını almak için gelmişken, hiç kimseye ve hatta hiçbir şeye öyle davranmak istemiyordu, gerçekten boş ve değersiz bir şişeye bile.

Kapıdan seslerin geldiğini duyunca daha dikkatli izlemeye başladı. Adam, karısına çok kısa sarıldı ve önündeki iki basamağı inip, arabasına yöneldi. Kadın, kocası basamakları inince kapıyı kapattı.

"Pezevenk." diye mırıldandı Emir. "Orospu çocuğu." diye devam etti. Sinirini alamayınca "Amına koyduğumun iti. Şerefsiz. Piç." diye ekledi. Arabanın görüş alanından çıktığına emin olunca "Dönerim birazdan." dedi boş şişeye ve kapıya doğru yürümeye başladı. Elindeki CD'ye göz attı ve sonrasında kapıyı çaldı. Birkaç saniyelik bekleyişin ardından kadın "Ne unuttun?" diye sorarak açtı kapıyı.

"Beni öldürmeyi." dedi Emir bıkkın bir sesle.

"Pardon, eşim sanmıştım. Sizin için neler yapabilirim?"

Satılık erkekWhere stories live. Discover now