BÖLÜM 41

17.5K 427 110
                                    

Keyifli okumalar!
__

Mert gittikten sonra bende fazla kalmamıştım yatta. Demirden beni bırakmasını rica etmiştim, o da beni kırmayıp isteğimi yerine getirmişti.
Pansiyonun önüne geldiğimizde nasıl gitmem gerektiğini bilememiştim.
Ona sarılmalımıydım, elimi mi vermeliydim, ne yapmalıydım, bilememiş ve sonunda sadece teşekkür edip arabadan çıkmıştım. O da hemen peşimden inmişti.
"Emir." diye seslenmişti.
"Efendim?"
"Bu akşam yine gezeriz değil mi?"
"Bilmiyorum. Bu akşam pansiyonda kalsam daha iyi sanırım."
"Ben sana yazarım." dedi ve gülümseyerek arabasına bindi. Ben pansiyona girdikten sonra gaza basarak uzaklaştı.

"Bir çıktın, pir çıktın." diyerek güldü Salim abi. Burada olduğunu görmediğim için bir an ürksemde bende güldüm.
"Gezdik biraz ya."
"Mutlusun ya, önemli olan o."
"Eyvallah." dedim ve ekledim. "Abi bana kızmıyorsun inşallah. Borcum borç. Ödeyeceğim."
"Bende seninle o konuyu konuşacaktım." dediğinde korkmuştum. 'Tamam, pansiyondan kovuldum.' diye düşünürken "Sana iş teklif edecektim." deyiverdi birden.

"Ne işi?"
"Özel bir şey değil ama kabul edersen beni mutlu edersin. Malum, benim yaş ilerledi. Pansiyon da yıkıldı yıkılacak. Artık işlere tek başıma yetişemiyorum. Diyorum ki, benim yanımda çalışmak ister misin?"

Ne diyeceğimi bilememiştim. Belki sadece yıkık dökük bir pansiyondu ama benim şu an en ufak bir iş teklifini bile değerlendirmek zorundaydım. Üç kuruşum yoktu.

"Parayı konuşuruz. Kaldığın oda senin olur. Yani kira sorunun falan da olmaz."
"Abi bu teklife hayır deme imkânım yok zaten. Para önemli değil, yeter ki kalacak bir yerim olsun."
"Yok öyle! Paraya ihtiyacın var. Hakkın neyse veririm. Hem belki okuluna başlarsın tekrar." dedi.
Artık üstüne para bile verseler dönmezdim o okula. Fazla kötü hatıram vardı.
"Allah razı olsun, abim." dedim ve bir sorunu çözmüş olmanın verdiği mutlulukla odama çıktım.
Biriyle paylaşmak istiyordum bu mutluluğu ama yalnızdım. Aslında yalnız değildim ama istediğim kişiler yoktu yanımda. Kıvanç yoktu. Masal yoktu. Mert yoktu.
En çokta Masal tütüyordu burnumda. Çok uzun zaman olmuştu artık. Onun için girmiştim bu işlere. Ama şimdi rahat rahat göremiyordum bile. Yalnızdım işte.

Son çare Demiri aradım.

"Efendim?" diyerek çıktı telefona.
"Naber?" Çok bencil durmak istemiyordum. Kibarlık olsun diye hal hatır sormuştum.
"İyi, ne olsun? Ayrılalı bir kaç dakika oldu. Özledin mi, hayırdır?" diye sordu gülerek.
"Bir şey paylaşmak istedim sadece."
"Neymiş o paylaşacağın şey?"
"İş buldum."
"Vay! Ne işi? Ne ara buldun? Çok sevindim senin adına."
"Pansiyonda çalışacağım."
"Pansiyonda? Salim abinin yanında mı?"
"Aynen."
"Bunu yapmak istediğine emin misin? Senin seviyenin çok altında bir iş."
"Hiç bir iş tecrübem olmadı. Üniversite mezunu değilim. Benim seviyem belli."
"Nasıl iş tecrüben olmadı? Kardeşlerine baktığını söyledin. Çalışmadın mı?"

Kendime küfür ettim. İllâ bir yerde pot kıracaktım.
"Çalıştım. Ama garson olarak. Yani buradaki işimden çok daha iyi bir iş değildi. Hem burada çalışırsam kira ödememe gerek kalmayacak."
"Bilmiyorum. Bence tekrar düşün. Daha iyi bir iş bulabilirsin." dedi.
"Teşekkür ederim, Demir. Sevincimi paylaştığın için sana minnettarım. Görüşürüz!" deyip telefonu kapattım. "Emir, dur." diye itirazlarına rağmen.
Ben sevincimi paylaşmak için aramıştım o ise işimi kötüleyip duruyordu. Bir şirkette CEO falan olmamımı bekliyordu? Sevincim kursağımda kalmıştı.

Ben kapattıktan hemen sonra telefonum çaldı. Demirin aradığını biliyordum, en azından bildiğimi sanıyordum.
Sinirle "Ne var?" diye çıktım telefona.
"Ben Gül. Konuşabileceğimizi söylemiştin." dedi masum bir sesle. Sinirimden korkmuştu sanırım.
"O, Gül teyze. Kusura bakma. Tabii, konuşalım. Ne zaman?" Telefonla konuşurken odada tur atıyordum.
"Hemen şimdi olsa olur mu? Kötüyüm."
"Tabii. Nereye geleyim?"
"Sen gelme. Adresini ver, ben gelirim." diye teklif etti ama ben kimseyi bu kokmuş odada ağırlamak istemiyordum.
"Ben gelsem daha iyi. Pansiyonda kalıyorum, pek güzel olduğu söylenemez." Telefonu kulağım ile omuzum arasına sıkıştırdım ve birden aşırı kaşınmaya başlayan sağ kolumu kaşımaya başladım.
"Yok, lütfen. Hava almaya ihtiyacım var. Senin için sorun değilse, geleyim ben."
"Peki." dedim ve adresimi mesaj attım.

Satılık erkekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin