Karanlık adam

Baş başa

Dilara öfkeyle Rüyaya bakarken Rüya; "ne söyleyeceksen söyle" Rüzgar hayretle Dilaraya bakarken "söyleyeceklerini kendine sakla!" Dilara Rüzgara bakıp sinsice sırıtırken; "ne oldu Rüzgar korktun mu?" Rüya araya girip "Rüzgar, bir saniye, ne diyeceğini duymak istiyorum" Dilaraya dönüp "evet Dilara?" Dilara zaferle gülümserken kısa bir an Rüzgara bakıp daha sonra Rüyaya dönerek "sen evde yokken, Rüzgar bana bir daha gelmeyeceğini söyledi ve benimle birlikte olmak istedi. Bende ona inandım. Ama şimdi bakıyorum ki beni kandırmış"

Rüzgar sinirle konuşacakken Rüya araya girip "saçmalama Dilara, iki dünya bir araya gelse Rüzgar seninle olmayacak anlamıyor musun?" Diyerek gülümsedi. Dilara da gülümserken "öyle mi? Peki buna ne diyeceksin o zaman?" Diyerek telefonu çıkardı ve Rüyaya resmi gösterdi. Rüya kısa bir an şok yaşayıp Rüzgara dönerek "Rüzgar, bana lütfen bunun olmadığını söyle" Rüzgar "tabi ki olmadı!" Rüya öfkesine hakim olamayarak gür bir sesle "o zaman bu haliniz ne Rüzgar? Hemde benim banyomda!" Diyerek kimseyi umursamadan bağırdı.

Rüzgar; "görmüyor musun yine oyun oynuyor işte. Ben sana her şeyi anlatacağım ama bana inan onun söylediği gibi bir şey yok ortada" Rüya sinirle; " benden bir şey sakladığını biliyordum zaten Rüzgar!" Herkes dikkatle olanları izlerken Rüzgarın babası Kenan; "neler olduğunu açıklayacak mısın Rüzgar?" Rüzgar sinirle babasına dönüp "sana hiç bir şey açıklamayacağım! Bütün bunların sorumlusu sensin! Senin verdiğin aptal söz yüzünden bu kızları eve aldığından oldu bütün bunlar! Ama bu kızlar bu evden hemen gidecek! Duydunuz mu beni!?"

Sibel endişeyle Rüzgara bakıp "tamam oğlum, siz iyi olun yeterki, zaten kızların anne ve babası dönecek bir kaç güne" Rüzgar sinirle "o zaman onlar gidene kadar biz gidiyoruz" diyerek Rüyanın elinden tuttu ve arkadaşlarına dönüp "kusura bakmayın, gidelim dışarıda yiyelim yemeğimizi olur mu?" Hepsi onayladıktan sonra evden çıkarak bir restorana gitmeye karar verdiler. Dışarı çıktıklarında Rüya Rüzgarın elini bırakıp "anlat!" Dedi. Rüzgar Rüyaya dönüp "anlatacağım ama önce yemeğimizi yiyelim, sonra benim eve geçer baş başa olduğumuzda anlatırım, tamam mı?"

Rüya dolan gözlerine aldırmadan "inşallah bana bunu yapmamışsındır Rüzgar!" Dedikten sonra Rüzgara fırsat vermeden hızla arabaya bindi ve Alin'in yanındaki Harunu kaldırıp oraya oturdu. Rüzgar da Harun'un yanına oturunca Harun; "sence sana inanacak mı?" Rüzgar belirsizlikle önce Rüyaya bakıp ardından Haruna bakarken "bilmiyorum, ama Dilarayı fazla kafasına takmıyor, bana inanmak istiyor, eğer öyle olmasaydı şu anda burada olmazdı" Harun başını sallayıp önüne döndüğünde Rüzgar sürekli olarak Rüyaya bakıyordu. 'Keşke daha önceden anlatsaydım, bu gün Rüya bu kadar üzülmeyecekti' diye düşünüyordu.

Gidecekleri yere geldiklerinde Rüya hızlıca arabadan indi ve Rüzgar yanına gelmesin diye hızlıca içeri girip oturdu. Alin'e bakıp "yanıma otur!" Dediğinde Alin kızdırmak istemediğinden onaylayıp yanına oturdu. Rüzgar da Rüya'nın karşısına oturduğunda Rüya gözlerini devirip camdan dışarıyı seyretmeye başladı. Garson menüyü getirip yanlarından uzaklaştığında Rüya menüyü ittirip "ben yemeyeceğim" Rüzgar; "yemen lazım yavrum, bir şey yemedin o kadar yoldan geldik" Rüya gözlerini devirip "sana ne? Yemeyeceğim diyorum" Alin Rüzgara 'ben hallederim' bakışları attıktan sonra Rüyaya dönüp "canım benim, hadi benim hatırım için ye, sen aç duramazsın"

"Aç değilim!" Alin elini Rüya'nın omzuna koyup "bir saat sonra acıkırsın, lütfen benim için ye" Rüya oflayıp "iyi tamam!" Dedikten sonra menüyü alıp incelemeye başladı. Herkes ne yiyeceğine karar verdikten sonra garson gelip siparişlerini alıp yanlarından ayrıldı ve herkes yemeğini beklemeye başladı. Havadan sudan sohbet ederlerken Rüya ve Rüzgar hiç konuşmuyorlardı. Rüya camdan dışarıyı seyrediyor, Rüzgar ise Rüyayı seyrediyordu. Rüyanın telefonuna mesaj geldiğinde Rüya telefonunu eline alıp mesajı okumaya başladı. Rüzgar merak ediyordu ama sormaya da çekiniyordu. Kısa sürede merakına yenik düşerek "kimmiş?" Rüya kaşlarını çatarak Rüzgara bakıp "seni ilgilendirmez!"