Doğru mu? Yalan mı?

3.2K 105 16
                                    

Rüzgar arkasını döndüğünde karşısında Dilarayı gördü. Rahatsızca kıpırdanarak "ne var Dilara?" Dilara yavaşça yanına sokularak yanına oturdu "hiç, sadece seni yalnız görünce yanına gelmek istedim" Rüzgar umursamazca "iyi!" Diyerek önüne döndü ve karşıyı seyretmeye devam etti. Dilara boğazını temizleyerek "nasılsın?" Diye sordu. Rüzgar başını çevirmeden "iyi" dedi sadece. Rüzgar konuşmak istemiyordu ama Dilaranın pes etmeye niyeti yoktu. "Eskisinden daha az konuşuyorsun, Rüya ile nasıl anlaşıyorsunuz?"



"Ben sadece konuşmak istediklerimle konuşurum" Dilara dudak büzerek "benimle konuşmak istemiyor musun?" Diyerek elini Rüzgarın omuzuna koydu. Rüzgar kendisini geri çekerek "istemiyorum Dilara anla artık" diyerek ayağa kalktığı sırada Dilara da ayağa kalkıp Rüzgarın kolundan tuttu. "Böyle yapma Rüzgar, benden uzak durma" Rüzgar kolunu çekerek "sen benden uzak dur Dilara" Dilaranın gözleri dolmuştu göz yaşlarını serbest bırakarak "lütfen Rüzgar, görmüyor musun seni hala unutamadım hala ilk günkü gibi seviyorum"




Rüzgar sabırla nefesini soluyarak "bak Dilara ben seni hiç bir zaman sevmedim sevmeyeceğim, üstelik benim bir karım var ve ben onu çok seviyorum" diyerek arkasını dönüp içeriye doğru ilerledi. Dilara arkasından "yalan söylüyorsun, sırf bebek yüzünden boşanmıyorsun o kızdan... keşke o bebek hiç olmasaydı" Rüzgar sinirle arkasını dönüp hızla Dilara'ya doğru ilerleyip tam önünde durduktan sonra sıkıca Dilara'nın çenesinden tutup "bana bak kızım, sözlerine dikkat et yoksa seni pişman ederim. O benim çocuğum ve Rüya benim karım bu hep böyle kalmaya devam edecek bizim aramızda olan şeyler seni hiç ilgilendirmiyor anladın mı beni?" Rüzgar Dilara'nın çenesini öyle sıkıyordu ki konuşamayıp sadece kafasını sallayabilmişti. Rüzgar bir süre daha sinirle Dilara'nın gözlerine baktıktan sonra sertçe bırakıp içeriye doğru ilerledi.








Odaya geçtiğinde hala sinirliydi ve Rüyanın uyuduğunu görünce biraz olsun sakinleşmişti. sessizce yanına giderek bir süre onu öylece izledi. 'o kadar güzel uyuyor ki...' diye içinden geçiriyordu. saçlarını okşadıktan sonra yanağına küçük bir öpücük kondurdu ve kendi yerine geçerek uyumaya koyuldu. Bir süre de yattığı yerden Rüya'yı izledikten sonra uykuya daha fazla dayanamayarak uykuya daldı.


Sabah önce Rüya uyanmıştı. Yavaşça gözlerini aralarken nerede olduğuna bakmak için hafiften kafasını kaldırdı. gördüğü manzara karşısında gözleri daha da çok açılan Rüya hızla doğruldu çünkü Rüzgarın göğüsünde uyuyordu. Tabi çok hızlı kalktığı için Rüzgarı da uyandırmıştı. "Ne oluyor ya?" diye söylenen Rüzgar karşısında gözlerini devirdi Rüya ve bir şey söylemeden yataktan kalkarak odada ki tuvalete doğru ilerledi. Rüzgar tebessüm ederken "ne oldu ufaklık? Utandın mı?" Rüya sinirle arkasını dönüp "ne utanacağım be senden?" Rüzgar küçük bir kahaha attıktan sonra "uyurken öyle demiyordun ama, gayet rahattın kollarımda" Rüya sinirle Rüzgara bakarken nasıl bildiğini düşünüyordu çünkü Rüzgar uyanmadan hemen önce kalkmıştı göğüsünden.








Rüzgar hala gülümserken "ben senin her hareketinden ne düşündüğünü ne yaptığını anlayabiliyorum kızım şaşırma bu kadar" Rüya daha da şaşırarak ağzının açılmasına engel olmadı. Bu şirin hali Rüzgarın daha da hoşuna giderken yataktan kalkıp Rüya'ya doğru yaklaştı. "Şaşırınca çok tatlı oluyorsun" diyerek Rüyanın beline sarıldı. Rüya bir kısım afalladıktan sonra "ne yapıyorsun Rüzgar?" Rüzgar iyice Rüyaya sokularak "seni özledim Rüyam" ilk defa Rüyam demesi Rüyanın içini ısıtmıştı hiç bu kadar hoşuna giden bir şey olduğunu hatırlamıyordu. Rüzgar yavaşça kafasını Rüyanın boynuna gömdükten sonra kokusunu içine çekti. Rüya gözlerini kapatıp kendisini anın büyüsüne kaptırmak istedi bir an.








Karanlık adamWhere stories live. Discover now