《3》'BELİRSİZ SURET'

Start from the beginning
                                    

"Yok, anne kimseyi görmedim. Öyle sandım galiba. Biliyorsun karanlıkta pek etrafıma bakamam. Öyle bir göz gezdirince öyle sandım. Ağaç dalları kırılıyor ya bu mevsimde rüzgar yüzünden. Yere düşünce hışırtısı irkikmeme sebep oldu." diyerek cevapladım onu.

Rahatladığını seslice verdiği nefesinden anladım.
"Korkuttun beni kızım. Ben de peşine biri falan takıldı sandım. Belki de Ahmet'i görmüşsündür. O dolanır böyle bu saatlerde." Olabilir diyerek onu geçiştirip içeri geçtim. Ahmet, bizim mahallenin delisiydi. Yani deli çok kaba bir tabirdi ama ona öyle hitap ediyorlardı. Küçük yaşta havale geçirerek akli dengesini kaybetmişti. Doğruyu söylemek gerekirse ne yapıcağı belli olmayan insanlar beni korkutuyordu. Hiçbir cezai ehliyetleri yok. Düşünceleri zihinlerinden bağımsız. Yaptıklarını sorgulamayan, hep daha fazlasını yapmak isteyen bir ruh. Ahmet'te onlardan biriydi. Belki de onu gördüm diyerek kendimi rahatlattım ve salona geçtim. Miran koltuğun üstünde uyumuştu. Boynuna bir buse kondurup onu kucağıma aldım. Odasına götürüp yatağına yatırdıktan sonra üzerini iyice
örtüp çıktım oradan. Kim bilir bugün neler neler yaptı da yorgun düştü olduğu yerde?

Salonda ilerlerken içimde tek bir istek dolanıyordu. Kendimi bir an önce odama atıp banyo yapmak için hazırlanmak, isteğim buydu. İçeri girdiğimde aceleyle kendime temiz çamaşırlar ayarladım. Bornozumu koluma astığımda koşar adım banyoya gitmek için odadan çıkmıştım. Tenimdeki bu ürpertinin ve zihnimdeki kara gözlerin su ile beraber benliğimden akmasını diledim. Sıcak bir duş bana iyi gelecekti. Parmak uçlarımın suda kalmaktan buruştuğu, sancılı bir duş... Artık zoruma gitmeye başlamıştı bu adam yüzünden sürekli gerilip duş almak. Kendimi rahatlatmak için kaçış yolları aramak. Hayatımdaki yeri neydi? Kaderdeki ortak paydamız hangi dilimde bir araya gelmişti? Beynimdeki sonu olmayan düşünceler ve zihnimdeki sesler eşliğinde adımlarıma yenilerini ekledim.

                                 《☆》

Duştan çıkıp üzerimi giyindikten sonra saçlarımı kurutmadan yatağa attım kendimi. Sıcak su iyi gelmişti ama yine de çıkaramıyordum o bakışları aklımdan. Bir an önce uyumak ve bilincimi kaybetmek istiyordum. Sağ tarafıma yatıp uyumayı denedim. Fakat başarısız oldum. Bu sefer de sol tarafıma dönüp gözlerimi kapattım. Karanlıkta asla gözlerimi açık tutamazdım. Bu sebeple uykunun beni daha çabuk esir alması için gözlerim kapalı bekliyordum bilincimin yok olmasını. Balkonun ışığı yanıyordu. Rahatsız edici bir yansımaydı bu fakat kapandığında daha çok huzursuz oluyordum. Gelen ışık gözlerimi haddinden fazla acıttığında gözlerimi ovuşturup açtım. Direkt balkonu odağına alan gözlerim yanıp sönen siyah karaltıların yok olmasını bekliyordu. Görüntü netleşiyordu fakat... Bir dakika. Bir dakika, o da ne? Yanlış görüyorum değil mi? Lütfen, yanlış olsun. Doğru olması için hiçbir sebep yok. Olayların böyle raksetmesi için hiçbir neden yok.

İnanamıyorum! Bu yani. Şu an benim balkonumda oturmuş, bana karanlık gözleriyle bakan o adam mı? Varlığının ruhuma enjekte ettiği korku, tek başıma bulunduğum karanlık bir odada kırmızı bir çift göz görmekle eş değerdi. Ağzımı açtım ve avazım çıktığı kadar bağırdım.

Tiz çığlığım odada yankılanıyordu. İstemsizce içimden gelen ve boğazımda yumru olan çelik bir nefretti genzimi terk eden.

Tekrar balkona baktığımda hâlâ orada oturuyordu. Ya bakışlarını değiştir bari! Delireceğim, ya delireceğim. Ne yapmaya çalışıyor bu, ya? Korktum işte. Bundan zevk bari alsın. Olay korkmamsa korkuyorum işte. Tepki versin. Yüzündeki o acımasız ifadeyi değiştirsin. Bir gülsün, sırıtsın, bir şey yapsın. Çıldıracağım artık. Gözlerimin içine anlamsızca bakmaya devam ederken, kafamı çevirdim. O gözlerde bir duygunun kırıntısına dahi rastlamadım. Ölü bir adamın gözlerini nakletmişlerdi sanki göz çukurlarına. Kimsesiz mezarın içinde çürüyen kefenin beyaz örtüsünü sermişlerdi tenine. Kimdi bu adam? Ceseti kaybolmuş ruhların bekcisi? Odağı kaybolmuş gözlerin efendisi? Yoksa kendini bedenlere üşümeyi bıraktıran, soğuğu yaymaya adayan bir katil mi? Bu dehşet düşüncelerle zihnim haykırışlarını yolluyordu sineme. Tam ağzımı açıp tekrar bağıracakken odamın kapısı sesli bir şekilde açıldı. Annemin geldiğini görünce hemen yatağımdan kalktım ve yanına sığındım. Bedenimi etkisi altına alan sinirle ağlamaya başlarken elimle balkonu gösterdim.

MELÂLWhere stories live. Discover now