108. Bölüm: "Aşkımızın Özeti"

32 8 3
                                    

DİYARBAKIR

Dicle…

Fotoğrafları masaya bırakan Nazdar, imalı bir sırıtışla Vaha’ya bakıyordu. Nevruz, ilk fotoğrafı aldı. Fotoğrafta Vaha, Mikail’le karşılıklı durmuştu. Mikail’in eli havada, sanki azarlar gibi bir poz vermişti.

“Kim bu adam?”

Nevruz’un sorusuyla, Mikail’e bakarak iç geçirdi Vaha. Nazdar gülümserken Nevruz, bir gözünü kısarak onun bir cevap vermesini bekledi.

“Mikail Zarkov…”

Nazdar’ın kısılan gözleri, Nevruz’un suratında gezinirken:

“Tamam da kim bu, neyin nesi, kimin nesi?” diye dişlerinin arasında soran Nevruz’un çatılan kaşları, Vaha’nın sakince:

“Ermeni örgütü Asala’nın bir mensubu kendisi!” demesine neden oldu. Nazdar irkilirken Nevruz, sırtını koltuğa yasladı. Nazdar, bu sefer de Saniya’nın fotoğrafını gösterdi.

“Bu kadın kim?”

“Saniya… Mikail’in yardımcısı…” diyen Vaha, Nevruz’un sıkıntıyla verdiği nefesine bakıp tebessüm etti.

“Sustun Nevruz Hanım?” diye soran Vaha, sırtını koltuğa yaslarken Nevruz, bir kaşı havada:

“Kürt Prens’in emriyle mi onlarla irtibat halindesin?” diye sorunca Vaha, hafif bir gülüşle:

“Kendi başıma hareket edip bu yaştan sonra özeleştiri verecek halim yok!” der demez Nazdar, kollarını göğsünde bağladı.

“Ya neler oluyor?”

“Bir şey olduğu yok Nazdar!” diyen Nevruz, gözleri Vaha’nın üzerindeyken:

“Kürt Prens’in Doğu ve Güneydoğu stratejisine göre Ermeniler, katliamı bahane ederek bizimle işbirliği içerisine girdi. Birlikte büyük bir mücadeleye girdik. Onların megalo ideası, bizim Kürt sorununa benzediği için aynı yolda yürüyoruz ve Vaha da, bu yoldaki en önemli bağlantıyı üstlenmiş! Ama neden Kürt Prens bana bir şey söylemedi ki?” deyince Vaha, ellerini ovarak:

“E artık orasını bilemem!” dedi. Nazdar burnundan solurken Vaha, eğlendiğini belli eden bir sırıtışla önce ona sonra da Nevruz’a bakıp durdu.

Şehitlik Elhamd- Der…

“Yeni ağalar geldi mi?” diye soran Fesih, ayağa kalkarken Sait,

“Geldiler kekom!” diyerek onun ceket giymesine yardımcı oldu. Fesih, üstüne başına çekidüzen vererek kapıya yönelirken:

“Merkez çok aceleci Sait, hem de çok aceleci!” diye fısıldadı. Sait bir şey demeden onun peşine takıldı.

İçeri giren Fesih’in suratındaki esrarengiz ifadeye adapte oldu Kamuran; yüzündeki ince alaylı, müstehzi ve tepeden tırnağa süzen ifadesiyle karşısında dikilen Fesih’e baktı. Elini uzatan Fesih,

“Hoş geldiniz ağalar!” derken Kamuran, yavaşça ve sanki zoraki bir şekilde ayağa kalktı. Diğer koltukta oturan kel kafalı, boynunda siyah beyaz puşisi olan ve hafif tombul olan adam da ayağa kalkmıştı.

“Hoş bulduk kekom!” diyen Kamuran, Fesih’in elini sıkarken diğeri de tebessüm ederek:

“Sizi iyi gördüm kekom, toparlanmış gibisiniz!” deyince Fesih, ikisine de oturun dercesine nazikçe yer gösterdi.

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin