128. Bölüm: "Oyuna Oyun"

38 5 14
                                    

Bölüm şarkısı: "Güler Duman - Öl Deseydin"

LÜTFEN KİTABIMIZI KENDİ SAYFALARINIZDA VE ARKADAŞLARINIZA TAVSİYE EDİN Kİ BÜYÜYELİM, YAZILANLAR BOŞA GİTMESİN. EMEKLER KUTSALDIR, UNUTMAYIN!!

Adalar…

Delal’lerden gelen videolu mesajı izlemişler, videodan sonra düşünme evresi diye sessizliğe çekilmişlerdi. Asaf’ın kapattığı televizyondan bakışlarını alan Devrim, çenesini sıvazlayarak önüne bakarken Asaf, ellerini ovarak sırtını koltuğa yaslamış ve o da Devrim gibi düşünerek sessizliğe bürünmüştü.

En sonunda:

“Sence…” diyerek yerinde doğrulan Asaf, hem sessizliği dağıtmış hem de Devrim’in dikkatini kendinde toplamıştı.

“…takas şartları ne olur?”

“Atilla’yı istedikleri belli! Başka bir şartları olur mu bilmem.”

“Adem’e bir zarar vermeseler bari!”

İrkildi Devrim, giderek soğuklaşan bakışlarıyla Asaf’a bakarak:

“Nasıl bir zarar?” diye sorunca Asaf, bilmem dercesine hafif kafasını oynattı. Devrim de kuşkuya düşerek düşüncelere daldı.

***

ANKARA

Altındağ…

“Sizce şartları ne olur?” diye soran Kağan, Delal’in:

“Atilla’dan başka şart sunacaklarını sanmıyorum,” demesiyle Rojda, ona onay verdiğini başını sallayarak gösterdi. Kağan, düşünceli bir şekilde şakağını kaşırken Rojda, odada volta atmakta olan Delal’e bakıp duruyordu. Birden Delal, yerinde dik durup:

“Sen IP adresinden bahsettin, onu bulamaz mısın?” diye sordu. Kağan da yerinde dikleşti. Aklına yeni gelmişti. Hemen bilgisayarını alıp:

“İyi ki hatırlattın!” dedikten sonra işe girişti.

***

DİYARBAKIR

İstasyon Caddesi’ne uzanan ve surların dibinde olan boş bir alanda toplanan basın mensupları, Diyarbakır Barolar Başkanı Zahir Bekçi’nin konuşma yapmasını beklerken vaktin öğleni geçip ikindiye duvar örmesiyle sıcaklarla baş etmeye çalışıyor; kentin binaları ve katlı yapılarının kapattığı etraftan rüzgâr veyahut bir yelin esmemesinden dolayı bunaltıcı bir havaya maruz kalıyorlardı. Basın mensuplarının arasına sızmış olan Nevruz ve Nazdar, polisin her tarafa bariyer koyduğunu görmüş ve kaçmak için kendilerine ayrılmış olan ufak alanı da gözlerine kestirerek rahatça davranmaya çalışıyorlardı. Gözleyiciler arasında duran Vaha, arada bir basın mensuplarının arasındaki eski karısına bakıyor, birkaç saniye göz süzdükten sonra bakışlarını çekiyordu. Nazdar bu bakışları yakalasa da umursamıyordu.

Kır saçlı, gözlüklü, beyaz tenli ve kır sakallı takım elbiseli adam, iki koruma eşliğinde platforma yaklaşırken alkış sesleri alanı kapladı. Platformda durup elindeki kâğıtları bırakan Zahir Bekçi, izleyiciler arasında duran Vaha’yı görünce gülümseyip başını sallayarak selam verdi. Vaha da selamına karşılık verince Bekçi, mikrofonu kontrol etmek için hafifçe dokundu ve duyulan tıkırdama sesiyle derin bir nefes aldı. Alkışlar durdu, flaşlar patladı ve kayıtlar başladı. Zahir Bekçi konuşmasına geçti.

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin