BAŞBUĞLARIN HÜKMÜ

39 17 6
                                    

📽74. Bölüm🎥

💽💽💽

Burçların altındaki saklı mahzen, onlara ev sahipliği yapıyordu; mumların titrek ateşi, koyu dumanlar eşliğinde duvarların yüzlerini yalarken rutubet ve hafif lağım kokusu, bütün dimağları kaplamış durumdaydı. Ayyıldızlı bayrağın ördüğü duvar, Vekil’in hemen arkasında duruyordu. Siyah bir koltuğa oturmuştu Vekil; önünde bir dosya, açık bir şekilde bekletiliyordu. Hemen karşı cephesinde, birbirinden bağımsız yedi hücre vardı. Hücrelerin sadece önleri açıktı, yanları simsiyah perdelerle kapalı ve şahıslar, asla birbirlerini göremeyecek şekilde dizayn edilmişti. Vekil’in arkasındaki duvarda, bayrağın hemen üstünde bir Türk İslam Tuğrası asılıydı. Tuğranın hemen altında, altın sarısı renkleriyle bezenmiş bir yazıyla, ‘TÜRK İSLAM MÜCAHİTLERİ’ yazısı yazılmıştı.

“Başbuğlar toplantısı, sene-i devriyesinde, nihayet gerçekleşiyor. Yedi ayrı bölgenin yedi ayrı ve birbirinden bağımsız Başbuğları, İstanbul’a teşrif etti! Önlerinizde duran belgelerde, bölgenin ve ülkenin son zamanlardaki gündem olayları yer almakta! Hatırlayacak olursanız, 2014 senesi, ekolün şaha kalkış senesi diye akılda kaldı! Hedyetullah Bilen ve örgütü, kendilerini tam yerleşmiş zannederek kıyama kalktı! Ama hesap etmedikleri bir şey vardı. Bizler, daha ölmedik! Kurum olarak bizler, taviz versek bile asla müsaade vermeyiz! Tape ve belgelerle bazı önemli insanlar, ayak altından çekildi! Önlerinde duran Fidan’ımız, onlar için büyük bir engeldi. Onu da aşmak istediler. Ama başaramadılar.”

Yedinci hücreden katı bir ses yükseldi.

“Bunun hikmeti nedir Vekilim? Ekol, neden Fidan’ımızı biçmedi? Mutlaka bir açıklaması olmalı! Sadece Başbakan’ın müdahalesiyle mi oldu yoksa biz mi devreye girdik?”

Vekil, gözlerini o hücreye dikerek konuştu.

“Biz, hiçbir zaman devreden çıkmadık Sayın Başbuğ! Hep devredeydik zaten! Bunun hikmeti şudur! Başbakanın eliyle müdahale ettik! Müdahale eden Başbakan’dı, yani öyle görünüyordu.”

Beşinci hücreden bir ses duyuldu.

“Perdenin arkasından kukla oynatma zamanı geçmedi mi Vekilim? Sizden önceki vekilin zamanında, aşikar olup meselelere daha yakından müdahale edeceğiz diye oylama yapmıştık! Ama halefinizin terki diyar olmasıyla, aldığımız o kararda makbere mi irtica etti?”

Vekil, sesini hafif çatallaştırarak karşılık verdi.

“Sayın Başbuğ! Aşikar olursak, bertaraf oluruz! Bertaraf olursak, dört tarafımızdaki düşmanlar için bayram olur. Sizin, aşikar olup meselelere daha yakından müdahale edebilme hevesiniz, meclisimizin nazarı dikkatlerinden kaçmıyor. Bunun nedenini öğrenebilir miyiz?”

O hücredeki şahıs konuştu.

“Herhangi bir aksi nedenim yok! Ama arkada durup başkasının eliyle müdahale etmek, gücüme dokunuyor. Biz güçlü bir meclisiz! Kurduğumuz sistem, yıllardır etkinliğini sürdürmekte! Neden gücümüzü hep arka planda tutuyoruz ki?”

“Bizler, güçlü ve gücünden asla taviz vermeyen bir kurum olabiliriz! Bizi güçlü kılan, yıllarca ayakta tutan ve bizi, büyük bir sır haline getiren kurallarımız var. O kurallar sayesinde bugün, İstanbul’un tam dibinde toplanıyor ve yeni kararlar, yeni stratejiler üretmek için fikir paylaşımları yapıyoruz! Aşikar olursak, bunu yapamayız!”

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin