131. Bölüm: "Gerçek Bir Şaka"

39 5 33
                                    

Bölüm şarkısı: "Türkan Hazal - Ne Gelirse"

LÜTFEN KİTABIMIZI KENDİ SAYFALARINIZDA VE ARKADAŞLARINIZA TAVSİYE EDİN Kİ BÜYÜYELİM, YAZILANLAR BOŞA GİTMESİN. EMEKLER KUTSALDIR, UNUTMAYIN!!

İNGİLTERE/LONDRA

Fizik tedavi için bindiği koşma bandında, yanında duran Çınar’ın gülümseyen gözleri arasında adımlarını tempolu atıyor; nefes nefese kalmasına rağmen hızını bozmadan temposunu aynı tutmaya çalışıyordu. Doktor, koşma bandının düğmesine basıp durdurunca Hatem, ellerini kaldırıp:

“Okey?” diye sordu.

“Yes madam!” diyen doktor, parmağıyla tamamdır işareti yapınca Hatem, banttan indi. Çınar, yürüyebilen ve dimdik ayakta durabilen Hatem’e bakınca gözleri parladı. Yeşeren bakışları fark eden Hatem,

“Bak gene ağlama!” dedi.

“Ay tamam, tamam be!” diyen Çınar, iki eliyle gözlerini ovaladı. Sonra yerinde dikleşip:

“Haydi doktorun raporunu alıp çıkış işlemleri için taburcu bölümüne gidelim,” dedi. O sırada doktor, elinde raporla onların karşısında durdu. İngilizce bir şeyler söyledi ama Hatem’le Çınar, İngilizceyi bilemedikleri için gülümsedi ve adama el sallayıp kapıya yöneldiler. Doktor da el sallarken eli havada kaldı ve öylece arkalarından baktı.

“Ne dedi doktor?”

“Ne bileyim ben?”

İkisi koridorda yürürlerken Çetin, onları beklerken sırtını duvara dayamış ve asansörün önünde durmuştu.

Nerde kaldınız ya?” diye soran Çetin’e,

“Trafik vardı,” diye yanıt verdi Çınar ve gülümseyen Hatem’e bakıp göz kırptı.

“Ne trafiği?” diye soran Çetin, onların peşinden yürüdü. Hatem hızlı yürüyor, Çınar ona ayak uyduruyor ve Çetin de onlara yetişmeye çalışıyordu.

“Ya yavaş yürüyün!”

Arkalarından gelmekte ve yetişmeye çalışmakta olan Çetin’e,

“Lan kaç zamandır bu anı bekliyorum,” diye çıkışan Hatem,

“Lan mı?” diye nefes nefese soran Çetin’e, gülücük dolu bir bakış yolladı.

Taburcu işlemlerini, yanlarında getirdikleri tercüman halletmişti. Bütün evrakları doldurmuş, sadece doktor raporu eksik olduğu için beklemeye geçmişlerdi.

“Hah, geldiler!” diyen Eraser, tercümanın hemşireye dönüp İngilizce bir şeyler demesiyle ona dönerek:

“Benim dediğimi de mi çevirdin?” diye sordu.

“Hayır, ben raporun geldiğini söyledim.”

“Tamam!” diyen Eraser, raporu hemşireye uzatan Hatem’e bakıp:

“Allah’a şükür!” dedi. Hatem burun kıvırdı ve hemşireye yönünü döndü.

“Şimdi sen bana pas vermiyorsun ya…” diyen Çetin, Eraser’in yanında dururken soluklandıktan sonra lafına devam etti.

“O da sana pas vermiyor.”

Eraser bir şey demedi, tercümanın Hatem’e dönüp:

“Taburcu oldunuz Hatem Hanım, geçmiş olsun!” demesiyle herkes, derin ve rahat bir nefes alarak birbirlerine baktı. Tabi Hatem gene Eraser’den yüz çevirdi.

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin