MÜZİSYEN AVLAMAYA

44 15 4
                                    

ŞEHİTLERİMİZE SAYGI VE MİNNETLE...

🎗84. Bölüm🎗

🌎🌎🌎

İSTANBUL

Tuzla’daki Lüks Malikâne…

‘Kurban eti dağıttıkları için, sokak ortasında dövülerek öldürülen Tahsin Giri, olay yerinde hayatını kaybetti. Onunla birlikte iki arkadaşı da öldü. Yetkililer, bunu yapanların izlerini sürerken Diyarbakır sokaklarındaki taşkınlıklar, yeni bir boyut kazandı. Provokatörler Sur’un içine sızarak orada mevki tutarken güvenlik güçleri, her tarafı ablukaya alan ve nerdeyse giriş çıkışları kapatılan Sur’a girmenin yollarını arıyorlar. Emniyet güçleri, özel harekât ve diğer birimler, topyekun harekete geçti. Ortak birimlerle ortak bir harekât emri veren İl Emniyet Müdürlüğü, gerekli hazırlıkları başlattı.’

Kınık Bey, haberin görüntüleri verilirken televizyonun sesini kıstı. Karşısında duran Nadir’e bakıp koltuğu işaret edince Nadir, önce bir tereddüt etti ama Kınık Bey’in kaşlarının çatılmasıyla, mecburi bir şekilde gelip oturdu.

“Bunların amacı, farklılık kazandı vekilim! Amaç, Suriye’deki olaylar değil; Türkiye’yi Suriye gibi yapmak oldu. Örgüt, bu gücü nerden alıyor, kimlerin arkasına sığındı da palazlanıyor, onu bulmak gerek!”

Nadir, derin bir nefes aldıktan sonra lafa girdi.

“Örgütün amacı, Diyarbakır’ı başkent ilan etmek efendim! Elimizdeki adamlar, bunu itiraf etti zaten! Benim anlamadığım, örgüt kime kucak açtı?”

“Arkasındaki lojistik destek olmadan, mühimmat desteği olmadan örgüt, aslında böyle bir uğraşa girmez. Muhtemelen ortakları, artık onları palazlandırıp meydana saldı. Bu görüntüler, bunun göstergesi lakin örgüt, bilmeden adım atmaz, hesapsız hareket etmez ve muhakkak, onların da bir hesabı var.”

“Hesap belli efendim! Diyarbakır’a karşılık, Türkiye’nin tamamı…”

“Türkiye’yi isteyenler de belli vekilim! Kurulan kirli ortaklık, perde arkasında durup piyonları meydana sürdü. Asım’lar ne yapıyor?”

“Nevruz Alanuç ve müzisyenlerin izini sürüyorlar.”

“Bu Nevruz Alanuç ismi, bana yabancı gelmedi vekilim!”

“Sadullah Alanuç’un biricik kızı… Kandil’deydi en son ve tayini buraya çıkmış!”

“Oyun büyük, desenize?”

“Aynen öyle efendim!”

“Asım’lara söyleyin, çok mu çok dikkatli olsunlar! Bu kurban bayramında, daha başka kurban vermek istemiyoruz! Hele ki onlardan…”

“Anlaşıldı efendim!”

Nadir, Kınık Bey’in katı bakışları arasında ayağa kalktı ve başını sallayarak icazet aldıktan sonra kapıya yöneldi.

Şişli’de tarihi kokan bir mekân hazırlanmıştı; duvarlarında antika tablolar, yerlerde kızıl İran halıları ve havada hoş bir koku gezinirken John, üzeri kırmızı sarı desenlerle örülü bir masanın en başında oturmuş ve masadakileri katı gözlerle süzüyordu. Kangal, Garip ve Yetkin dışında iki kişi daha vardı. Biri, Alman olduğu her halinden belli kızılımsı tenli, suratında birkaç beni olan kumral, renkli gözlü ve uzun boyluydu; diğeri, esmer tenli, karagözlü ve tıknaz bir yapıdaydı. John, masadaki sudan bir yudum aldıktan sonra ortamdaki sessizliği dağıtırcasına lafa girdi.

KONSEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin