37. bölüm

554 160 28
                                    

Bir masada bunlar konuşulurken tam karşı masada oturan Baro, "Bu veletler sana mı bakıyor?" diye söylenip gülmeye başladı. Eskiden Baro'nun bu cümlesinden sonra kavga çıkardı. Baro, Feda'ya baktığını iddia ettiği kişileri döver, "Mekân benim mekânım, kurallarıma uymayanları da yanımdaki kıza bakanları da gebertirim!" diye bağırır, ardından hiçbir şey olmamış gibi takılmaya devam ederdi. Bu durum Feda'nın pek hoşuna gitmese de kavga etmekten haz alırdı. Ama yine de kavga sebebi olmak canını sıkardı. Baro az önce söylediği sözlere hâlâ gülüyordu. Feda'nın ona bir tepki vermemesine şaşırıp baktı. Feda onu dinlemiyordu bile, çünkü dikkatini çeken başka bir şey vardı. Baro, Feda'nın pür dikkat baktığı tarafa yöneldi. Mekânın en tenha, en karanlık olan köşesinde bir çift dikkatini çekmişti. Orta yaşlarda sayılabilecek bir adam ve yanında en fazla on sekizinde görünen genç bir kız vardı. Kızın davranışlarına bakılırsa yanında bulunan adamdan ve bulunduğu ortamdan fazlasıyla rahatsızdı. Adam, yanında çocuğu gibi duran kızı öpüyor, dokunuyordu. Kız ise adam onu her öptüğünde yüzünü buruşturup gizlice akan gözyaşlarını elinin tersiyle gizlice siliyordu. Baro durumu fark edince Feda'nın kulağına eğilip, "Ben hallederim," dedi. Tam ayağa kalkıyordu ki Feda kolundan tutup, "Şimdi değil, biraz bekle!" dedi. Belli ki Feda'nın kafasında başka bir plan vardı. Feda, Baro 'ya sanki bu çifti hiç görmemiş gibi davranarak, "Turnuvalar ne zaman başlıyor?" diye sordu.

Baro, Feda'nın tam olarak ne yapmaya çalıştığını anlamasa da sorduğu soruya cevap verdi. "Az kaldı, üç beş ay falan..."

"Antrenmanlara şimdiden başlaman gerektiğini biliyorsun değil mi?"

"Ufak ufak başladım sayılır merak etme."

Baro, garsona önündeki masayı işaret edip bir şeyler getirmesini istedi. Mekânın solistliğini yapan genç bir kız yanlarında durup, "Ooo... Kimler gelmiş, kimler... Unutulduk mu bebek?" diyerek Baro'ya yaklaştı ve yanağına öpücük kondurmak için eğildi. Baro ani bir refleksle geri çekildi. Gülümseyerek, "Yanımda arkadaşım var, sakın!" deyip durumu kurtarmaya çalışsa da Feda pek ilgileniyormuş gibi durmuyordu. Hâlâ o çifti gözetliyordu. Ta ki solist kız yanağından bir makas alıp sulu sulu, "Pek de tatlıymışsın sen," diyene kadar da böyleydi. Solistin ve Baro'nun sesli kahkahası mekânı doldururken Feda, Baro'ya dönüp sessizce "Gülme! Bu kızı da benden uzak tut!" dedi. Baro ayağa kalkıp elini kızın beline dolayarak, "Belki başka bir zaman seninle ilgilenebilir," deyip kızı uzaklaştırırken hâlâ Feda'ya bakıp gülüyordu. Feda'nın ona sinirle baktığını görünce, "Ne? Sana sarkıntılık yaptı diye bir kızı dövemem!" deyip durumu tam bir eğlenceye çevirirken yan masadan gelen sesler Feda'nın dikkatini çekti. "Seri katil hücresinde ölü bulunmuş!" diye konuştu birisi.

Başkası, "İntihar mı etmiş?" diye sordu.

"Otopsi raporuna göre kalp krizi geçirmiş," diye cevap geldi. Bir başkası da "Bu seri katil daha yirmilerinde bir genç değil miydi?" diye şaşırdı.

"Evet, belli ki tüm bu olanları kaldıramadı," diyen adama sessizce karşılık verdi. "Belki de kalp krizi geçirmesine sebep olan bir şey vardır," diye söylendi. Solist kızın şarkıya başlamasıyla Feda'nın sözleri şarkının sözlerine karışıp o gürültüde kayboldu.

Evet, durum tam da böyleydi. Ne yazık ki sahte seri katil bir fedaiydi. Onu ölüme götüren şey içtiği suya karıştırılan ve kanda birkaç saat içinde kaybolan bir maddeydi. Kalp krizine neden olan madde, dakikalar içinde ölümle sonuçlandıran bir ilaçtı. Sahte seri katile de aynısı olmuştu. Ölen seri katil bir simgeydi artık. Tüm masum çocukları temsil eden, sonsuzluk olarak adlandırılan bir simgeydi. Fedai etiketiyle sosyal medyayı yıkıp geçen ve fedainin ölümünden devleti sorumlu tutan bir kitle vardı. Bu kitle tarafından yaşatılan bir simge halini almıştı. Feda günlerdir gündemden uzak kalmış, olup bitenden yeni yeni haberdar oluyordu. İstismarcıların idam edilmesini beklerken yeni çıkan iyi hâl indiriminden on yıldan uzun yatan istismarcıların da yararlanabileceğini öğrenince deliye döndü. Adalet istiyordu! Öyle ya da böyle adaleti sağlayacaktı. Yeni çıkan yasanın iptalini isteyen bir grup, bu olayı protesto etmek için bu gece şehrin en işlek yerinde toplanacaktı. Feda bu grubun içinde bulunmak istese de kameralardan uzak kalması gerektiğini bildiği için orda olamayacaktı. Kendilerine 'Fedailerdeniz' adını veren kitle kısa bir süre içinde büyüyüp bir örgüt haline geldi. Feda grubu bir şekilde temsil etmenin ve yönlendirmenin yolunu bulmuştu. Telefonu eline alıp sosyal medyada sahte bir hesap oluşturdu. 'FedaiBenim' kullanıcı adıyla '#ÇocukİstismarınaHayır!' etiketiyle ilk paylaşımı yaptı. Gündemi fazlasıyla sarsan olayın dikkat çeken bir başlıkla kısa bir zamanda ünleneceğini biliyordu. Baro yanında olup bitenlerden pek hoşlanmamış gibiydi. "Bu yaptığın seni ele verebilir!" diye uyardı. Feda asla plansız hareket etmezdi ve ne yaptığının farkındaydı.

FEDA-İ "DELİKANLI KIZ"  | Kitap OlduWhere stories live. Discover now