23. bölüm

1K 480 161
                                    

DAĞ EVİ

Erganili çalılıkların arasına gözlerini kırpmadan baktı. Burada bir şeyin kıpırdadığına emindi, ama şu an sadece kan lekesi vardı. Biri onları gizlice izliyordu ve şu an etrafta hiç kimse yoktu. Erganili deliye dönmüştü. Etrafına deli gibi bakınarak küfürler savurdu. Bir sağa bir sola koşup duruyordu. Öfkeden gözü dönmüştü. Şu an o kişiyi eline geçirseydi belki de boğarak öldürebilirdi. Etrafta kimseyi göremediğinden emin olunca dönüp Komiser Arif Arıkan’a baktı.

Komiser, hâlâ şaşkınlıkla çalılıklara bakıyordu. Orada az önce kimin olduğunu çok iyi biliyordu ve şu an nerede olabileceğini düşünüyordu. Ta ki Erganilinin, “Sen burada kimin olduğunu gördün mü?” sorusuna kadar.

Komiser dalgın bir şekilde Erganilinin yüzüne hayır der gibi baktı. Hâlâ olanların şaşkınlığı içindeydi Komiser Arif, ‘Delikanlı neden Erganilinin evini gizlice izliyordu? Erganiliyle ne gibi bir sorunu vardı?’ diye düşündü. Kafasında bu sorular varken Erganilinin sesi yine duyuldu. “Lan bana bak! Bu işte bir parmağın varsa gebertirim seni!” dedi. Komiser dönüp Erganiliye baktı.  Bu sözleri ona söylemişti. Erganilinin ne demek istediğini aradan geçen birkaç saniye sonra kavrayabilmişti. Delikanlıyı tanıdığını nasıl söyleyebilirdi ki.

“Ne diyorsun lan sen! İşim gücüm yok bir de seni mi gözetleteceğim!” diye sert bir şekilde karşılık verdi. Erganili, Hicran’a dokunan komiserden zaten hiç haz etmemişti. Komiserin bu sert tepkisine karşılık ağız dolusu bir küfür savurdu ve sert bir yumrukla karşılık verdi. Çok geçmeden komiser kendini toparlayıp aynı sertlikte karşılık verdi. Erganili buna daha da çok sinirlenip bir hışımla komiserin üzerine doğru yürüdü. Komiserin yüzüne kafayı geçiren Erganili bir yandan da küfürlü konuşmalarla, tehdit dolu sözlerle bütün öfkesini çıkarıyordu. Her ikisi de bir ileri bir geri birbirlerini itip kakarken çalılıkların arasına düştüler. Komiser, Erganilinin yüzüne yumruklarını sert bir şekilde hiç düşünmeden indirirken Erganili, bir hamleyle üste çıkıp aynı karşılığı verdi. Kavga devam ederken birden silah sesleri duyuldu. Erganili bir refleksle kendini yere attı ve aynı hızla silahına sarıldı. Siyah camlardan içerisi görünmeyen bir arabadan ateş açılıyordu. Erganili kendini güvende hissedecek bir yere girdikten sonra ateş açtı ve bu sayede komiser de güvenli bir yere girmeyi başardı.
Uzun bir süre arabadaki kişilerle karşılıklı çatışma haline giren Erganili ve komiser çok zor anlar yaşadı. Çok geçmeden Erganili dağ evine tek başına gelmediğini hatırladığında “Hicran!” diye bağırdı. Şimdiye kadar Hicran’ın dışarıya çıkmaması ve bir ses vermemesi Erganiliyi çok ama çok endişelendirdi. Erganili çatışmanın en yoğun olduğu anda komisere dönüp, “Onları oyala!” dedi. Komiser Arif, “Çıkarsan vurulursun!” diye uyarsa da Erganili bunu pek umursamadı çünkü söz konusu Hicran’dı.

Erganili hiç tereddüt bile etmeden gizlendiği yerden çıkıp dağ evine doğru hızla koşmaya başladı. Komiser Arif de onu korumak için arabadakilere doğru ateş açıp dakikalar önce kavga ettiği Erganiliyi korudu. Erganili sağından solundan seken kurşunların arasından dağ evine girmeyi başardı ve deli gibi etrafına bakınarak yeniden, “Hicran!” diye bağırdı, ama Hicran’dan bir ses gelmedi. Bütün odaları dolansa da hiçbir yerde bulamadı. İçini inanılmaz bir korku kapladı. Buraya sarhoş bir şekilde gelmişti ve korumalarını yanına almamıştı. Kara’dan tehdit görmesine rağmen nasıl böyle bir hata yapabildiğine bir türlü inanamadı ve kabullenemedi. Büyük bir öfkeyle dışarıya fırladı ve deli gibi arabaya ateş açtı. Arabadakiler artık bir şeylerin çığırından çıktığını anlayınca son hızla uzaklaştılar. Erganili arabasına atlayıp takip etmek istese de arabanın sağa sola doğru yalpalandığını fark edince durmak zorunda kaldı. Arabadan inince lastiklerinin patlak olduğunu gördü. Bunun planlı bir şey olduğunu anladığında artık her şey için çok geçti. Hicran yoktu ve kendi hatası yüzünden belki de ölebilirdi. Erganili çaresiz kalmıştı. Yaptığı bir hata Hicran’ın hayatına mal olabilirdi. Bunu asla kaldıramazdı. Eğer Hicran’a bir şey olursa asla ama asla yaşayamazdı.

FEDA-İ "DELİKANLI KIZ"  | Kitap OlduWhere stories live. Discover now