21. bölüm

1K 473 87
                                    

DAĞ EVİ

Belki de düşündüğü kadar kötü bir durumda değildi Hicran. Belki de herkes gibi o da kendine bir yol çizmişti. Yolunu kaybeden her zaman olduğu gibi yine oydu. Delikanlı, ablasını camın arkasından gizlice izlerken böyle düşünüyordu. Erganiliye sarılmıştı Hicran. Hem de durduk yere. Hicran’ın yüzünde bir tebessüm vardı. Mutluydu. En azından öyle gözüküyordu. Nedense bu görüntü Feda’nın hoşuna gitmedi. Oysa Erganilinin elinden ablasını kurtaracaktı. Ölümüne sebep olan adamdı Erganili! Feda, şu an kendi kimliğiyle yaşamıyorsa bunda Erganilinin de parmağı vardı. Ablasının, Erganiliye alışmasını istemiyordu. Gördüğü manzara da çok daha fazlası vardı. Erganili onu deli gibi öperken, Hicran buna karşı çıkmıyordu. Hatta bundan rahatsız olduğunu belirtecek hiçbir belirti yoktu yüz ifadesinde.

Erganili, Hicran’ın dudaklarından dudaklarını çekip boynuna doğru usulca geçerken Hicran’ın yüzü, Delikanlının tamamen görüş mesafesindeydi. Hicran, gözlerini kapatmıştı. Oysa açsa bir gencin onları izlediğini görecekti. Delikanlı, hayretler içinde ablasının düşmanı olarak gördüğü Erganiliyle yakınlaşmalarını izliyordu. Birden Delikanlının gözleri doldu. En son yıllar önce ağlamıştı. Neden ağlıyordu ki? Şu an ablasının mutlu olduğunu izlediği için mi? Hayır! Kadersizliğine ağlıyordu. Yıllardır taş kesilmiş duyguları bugün sulanmıştı. Hüngür hüngür ağlayacak kadar duygusal biri değildi o. Hiçbir zaman da olmadı, ama uzun zamandan sonra ilk defa gözleri dolmuştu. Belki de gözlerinin dolmasına sebep olan şey Erganiliydi, çünkü o, göründüğü kadar masum biri değildi. Erganilinin işlediği onlarca cinayetten biri de Feda’ydı ve Hicran bunu hâlâ bilmiyordu. Delikanlı, üzgün ve çaresiz bir şekilde bunları düşünürken kulakları sağır eden tiz bir çığlık koptu. Çığlığın sahibi Hicran’dı. Hicran camın arkasından bir kişinin onları izlediğini görünce çığlığı basmıştı. Feda, çığlığın etkisiyle birden canlanıp çalılıkların arasına daldı. Çok geçmeden Erganili elindeki silahıyla dışarı çıktı. Deli gibi sağa sola bakınırken çalılıklardan bir ses geldiğini fark edince silahını çalılıklara doğru tutup tetiğe üst üste bastı. Gelen silah sesleri Arif Arıkan’ı da tatlı uykusundan uyandırmıştı. Silahına sarılıp birden ayağa fırladı ve salona doğru koştu. Delikanlıyı göremeyince az çok neler olduğunu anlayıp dışarı fırladı. O da Erganili gibi silahına sarıldı. Erganiliyle uzaktan göz göze geldi. ‘Ne oluyor?’ der gibi sessizce başıyla işaret etti. Erganili işaret parmağını ağzına götürerek sus işareti yaptı ve çalılıkları gösterdi.

Arif Arıkan, o çalılıkların arasında kimin olduğunu tahmin edebiliyordu. Erganiliye bakarak, “Ne yaptığını sanıyorsun? Rastgele ateş etmekte ne?” diye çıkıştı.

Erganili, Arif Arıkan’ın öfke dolu sesine aldırış bile etmeden çalılıklara doğru hışımla yürüdü. Silahını çalılıklara doğru tuttu. Eli hâlâ tetikteydi. Gelen en ufak seste tetiğe basmaması için hiçbir neden yoktu. Onun için Komiser Arif bile bir neden değildi. Erganili çalılıklara dikkatli bir şekilde baktı. Kalbi yaşadığı adrenalinle hızla atmaya başladı. Attığı son adımla artık her şey onun görüş açısındaydı. Gördüğü manzara karşısında kaşları çatıldı gözlerini kocaman açtı.

***



BOS DEPO

Yaşlı adamın mekânı…

Kara, babasının yani Yaşlı adamın mekânından çıkarken gergindi yüzündeki gerginlik uzaktan bile fark ediliyordu, uzun zamandır babasıyla yüz yüze gelmemişti. Yılar sonra karşılaştıklarında bile Erganili için tartışmışlardı. Kara zaten Erganiliden hiç mi hiç haz etmezdi. Bir de babasıyla arasına girmesi canını daha da çok sıkıyordu. Ama üzerindeki bu gerginliğin tek sebebi babası değildi, aynı zamanda Delikanlıydı. Çünkü zaman ilerliyordu ve hâlâ Delikanlıdan tek bir haber bile yoktu. Gerginliği merakıyla birleşince usulca elini telefonuna uzattı, Delikanlıyı aramaya yeltense de son anda vazgeçti. Şu an delikanlıyla aynı yerde olan adamlarını arayarak uzun bir konuşma yaptı, Konuşmanın ardından hemen telefonundan kartını çıkararak imha etti. Kırdığı kartı çöpe atarken sinirli bir şekilde “Yaşlı adam bu sefer bizi s*kecek Erganili! “dedi. Belli ki aldığı haber kötü bir haberdi ve Delikanlıyla ilgiliydi.

***

FEDA-İ "DELİKANLI KIZ"  | Kitap OlduWhere stories live. Discover now