33.BÖLÜM

975 44 84
                                    

Yazarın ağzından;

Rüzgâr ağaçların dallarını sallayarak yapraklarını savururken siyah pelerini içindeki sarışın genç toprak yolda yavaş adımlarla evine ilerliyordu. Her adımı bir tedirginlik hâli ile sarsılırken düşünceliydi genç adam. Sarı saçları yüzünün bir kısmını kapatırken gözlerini geceye çevirerek derin bir nefes aldı.

Nasıl da iki yıl olmuştu? Zamanın bu kadar çabuk geçtiğini farkında bile değildi. Düşünceleri içinde boğulurken zaman onu beklemeden geçip gitmiş, on sekiz yaşına girmişti bile. Ne aklından ne de kalbinden çıkaramadığı kız onu böyle bir yolculuğa sürmüştü. Yanlız çıktığı halde her baktığı yerde onu görmesi uzun zamandır kendine sorduğu sorunun cevabını çoktan ortaya koymuştu.

Ancak...

Ya bu iki yılda tüm şansını kaybettiyse?

Ya kız ondan vazgeçtiyse?

Ya da bir başkasından hoşlandıysa?

Bu soruların cevabının hayır olmasını o kadar çok istiyordu ki.

Uzun bir yürüyüşten sonra karşısına çıkan bir mağaraya girdi. Yere oturup sırtını arkasına yasladı ve gözlerini yavaşça kapattı.

Belkide yarın sorularını öğrenebilirdi.

Next day...

Uzumaki ailesinde tatlı bir hareketlilik hakimdi bugün. Oğullarını yeniden görebilecek olmanın mutluluğunu yaşıyordu Naruto ve Hinata. Tabi Himawari ve Akina'da da o heyecan vardı. Abilerini görmek için sabırsızlanıyorlardı.

Yarım saat sonra köyün kapısında belirdi hepsi. Uzaklarda beliren tanıdık yüzle gülümsediler.

Akina heyecanla abisinin adını haykırıp ona doğru koşmaya başlayınca Boruto gülümsedi ve adımlarını hızlandırdı. İyice yaklaştığında biraz eğildi ve kollarına atılan Akina'ya sarıldı.

Akina: Hoşgeldin abi!

Boruto: Hoşbuldum minik.

Himawari de Akina'nın ardından Boruto'nun yanına geldiğinde diğerleri de etrafını yavaş yavaş sarmaya başlamıştı. Boruto hepsiyle selamlaşmış, ayaküstü birkaç cümle konuşmuştu. Ancak biri eksikti bu kalabalığın arasında. Bu kişinin eksikliğini hemen fark etmişti Boruto.

Sakura Boruto'nun gözlerinin kimi aradığını anladığında ona cevap verme zorunluluğu hissetti. Yanına gitti ve cümlelerini az çok toparlamaya çalıştı.

Sakura: Şey Boruto... Sarada şu an meşgul olduğunu söyledi. A-ama fırsat bulduğunda yanına geleceğini söyledi, merak etme.

Boruto anlayışla başını salladı. Sakura'nın Sarada için bahaneler ürettiğinin farkındaydı aslında.

Ortadaydı işte her şey. Sarada onu görmek istemiyordu.

Akşam odasına girdiğinde kendisini tuhaf hissetti genç adam. Odaya adım attığı anda anıları dolmuştu aklına.

Derin bir nefes alarak üzerini değiştirdi ve yatağına yattı. Neyse ki annesi o gelmeden yatağını değiştirmişti. Artık yatağa sığmakta zorluk çekmiyordu.

Kollarını başının altında borleştirip yatağına iyice yayıldıktan sonra gözlerini tavana dikti. Sarada ile nasıl bir konuşma yapacağını düşünmeye başladı.

Kolay olmayacaktı. Kesinlikle kolay olmayacaktı. Yine de bir şansı varsa bu şansı sonuna kadar kullanacaktı.

Kapısının tıklandığı sesini duyunca kaşlarını çatarak kapıya baktı. Bu saatte kim gelirdi ki yanına?

Gölgelerdeki Parıltı ~BoruSara~Where stories live. Discover now