26.BÖLÜM

1.1K 45 190
                                    

NOT: Arkadaşlar bölümde Uchiha klanı Sarada tarafından eleştiriye tabi tutulmuştur bu yüzden o bölüm gerçekten çok saçmadır. Fazla takılmamanızı öneririm. Sadece hikâyeye biraz gaz vermek istedim ama maşallah motor takmış gibi oldum :D

Her neyse keyifli okumalar.

Yazarın ağzından:

Sarada ve Guy önden giderek hemen önlerinde duran sığınağa girdiler.

Uzun dönemeçlerden sonra sığınağın sonuna ulaşmışlardı. Önlerinde büyükçe bir kapı bulunuyordu.

Sarada kapıyı açmaya çalışıp açamayınca sinirlenip kapıyı yumruklayarak kırmaya çalıştı ama kapıya bir çizik dahi atamamıştı.

Sarada: Karhretsin! Bu kapı neden açılmıyor?!

Guy: Büyük ihtimalle mühürlüdür.

Akira dik tuttuğu başıyla Sarada'nın önüne geçti ve kollarını sıvadı.

Akira: O zaman sıra bende. Biraz açılın da mührü bozabileyim.

Akira'nın anneannesi Uzumaki klanından geliyordu. Bir Uzumaki'nin torunu olarak ondan klanın mühür yeteneğini miras almıştı. Bu yeteneğe kendinden de bir şeyler kattığında kısa sürede mühür konusunda en kıdemli ninjalarla yarışabilecek kadar ilerlemişti.

Birkaç dakika kapının üzerindeki mührü kırmaya çalıştı. Mührü kırmayı başardığında o da tükenmişti.  Her ne kadar mühür konusunda iyi olsada kapıda uyguladıkları mühür oldukça güçlüydü ve kırması epey zor olmuştu.

Sarada yorgunluktan nefes nefese kalan Akira'ya gülümsedi ve elini omzuna koydu.

Sarada: Teşekkür ederim Akira.

Akira nefes nefese cevapladı Sarada'yı.

Akira: Ricah... edeh... rim..

Kaiyo: Eee... ne bekliyoruz? Hadi girelim içeri.

Sarada: Bekle Kaiyo. Orochimaru ve Kabuto önden gitsin.

Orochimaru ve Kabuto Sarada'yı onaylayıp kapıyı açarak içeri girdiler.

Onların arkasından içeri giren Sarada karşısında gördüğü iki yüzden fazla tabutla nefes almayı unutmuştu. Karşısında gördüğü tabutların içerisinde yatan cansız bedenler kendi ailesi, kendi klanıydı. Konoha'ya ihanetlerinden sonra ölüme mahkum olan Uchiha klanı, en saf hâlleriyle prenseslerinin karşısında derin bir uykudaydılar.

Sarada ağzından kaçan küçük bir hıçkırıkla ağladığının farkına daha yeni varmıştı. Anında eliyle ağzını kapatmış, hızlı hareketlerle göz yaşlarından kurtulmuştu.

Rai Sarada'nın yanına giderek elini beline koyarak yüzüne baktı.

Rai: İyi misin?

Sarada derin bir nefes çekerek başını olumlu anlamda salladı ve ondan uzaklaşmak amacıyla Kabuto'nun yanına gitti.

Rai Sarada'nın ondan uzaklaşma amaçlı hareket ettiğini anladığında kalbinin sıkıştığını hissetti. Yinede bir şey belli etmedi. Sarada'nın onu sevmediğini biliyordu. Ancak ne yaparsa yapsın kendisi onu sevmekten vazgeçemiyordu. Elleri o henüz farketmeden yumruk halini almıştı bile.

Aoi, Rai'nin sıktığı ellerini gördüğünde parçalar yerine oturmuştu. Bu çocuk Sarada'ya ciddi anlamda âşıktı. Ancak maalesef bu tek taraflıydı. Ve bu aşkın en acı ve aynı zamanda en gerçek yanıydı.

Gölgelerdeki Parıltı ~BoruSara~Where stories live. Discover now