~36. BÖLÜM~

99.6K 3.7K 523
                                    

"Seni dinliyorum."

Evin dış kapısını aralık kalacak şekilde kapattı.

"Bildiğiniz üzere Şule Hanım da bu evde."

"Evet."

Kollarımı göğsümde birleştirdim. Gözlerim kısılmış, dudaklarım hareketsizce kalmıştı. Ece'nin diyeceklerini merak etmiyorum desem yalan olurdu.

"Burak Bey de kendi evine temelli çıktığı için bana burada pek gerek kalmadı ve ben de şey..." Başını ellerine indirdi ve parmaklarıyla oynamaya başladı. "Sizin ihtiyacınız varsa yatılı olarak, sizinle çalışabilirim. Tabii isterseniz."

Bir şey dememe fırsat vermeden başını kaldırdı.

"Lütfen yanlış anlamayın, zorla sizin evinize gelecek değilim sadece şansımı denemek istedim."

Bembeyaz ve inci gibi olan dişlerini göstererek gülümsedi. Gözlerimi kısık halinden normal boyutuna ulaştırdım. Hadi ama! Kim isterdi ki Ece gibi güzel ve bir o kadar da çekici bir kızı evinde çalıştırmayı? Hem de yatılı mı? Yok artık.

Kaşlarını düşürüp başını tekrar ellerine eğdi.

"Biliyorsunuz, iş imkânı bu şehirde gittikçe azalıyor ve ben bu evde altı yıldır çalışıyorum." Başını kaldırıp evi gösterdikten sonra kendisini gösterdi. "Bana güvenebilirsiniz."

Aslında iyi bir kız gibiydi ama evdeki kişi herhangi bir erkek değil, yılların çapkını Burak'tı ve benim bu riski almak için aptal olmam lazımdı. Her ne kadar geçmiş geçmişte kaldı dese bile ona güvenmiyordum.

"Düşüneceğim." diyerek içtensiz bir tebessüm ettim.

"Ama-"

"İyi günler."

Arkamı döndüm, basamaklardan hızlıca indim ve dış kapıdan çıktım. Burak'a bu konuyu açmayacaktım bile.

***

"Teyzen nasıl oldu?"

Elçin'le beraber okuldan çıkmış, bahçe kapısına doğru yürüyorduk.

"Daha iyi."

Yüzü asıktı, morali normal bir güne göre bozuktu.

"Allah şifa versin. Üzme canını."

Koluna girip ona destek olduğumu hissettirmeye çalıştım. Bana gülümsedi ve bahçe kapısından çıkarak yürümeye devam ettik. Bugün hava güzel sayılırdı ve yürümeyi tercih edeceğimiz kesindi.

"Onunla hayat nasıl?"

Elçin'e başımı kısa bir anlığına çevirdim.

"Neyden bahsediyorsun?"

"Baran mıydı neydi adı?"

Ağzında belli belirsiz kelimeler daha mırıldandı ama onları duyamadım.

"Aynen Baran."

Şaka vari bunu söylediğimde morali biraz biraz yerine geldi. Elçin her daim her şeye gülebilecek bir kızdı ve ona yüz asmak bu hayatta yakışacak son şeydi.

"Iyy Baran mı? Kendi gibi ismi de iğrençmiş."

Güldüm sadece.

"Burak."

Bakışlarını bana döndürdü.

"Ne?"

"Adı Burak."

"Doğru ya, Burak."

Biraz sessizlik oldu. Elçin'in böyle sessiz olmasına alışık değildim. Biz hep konuşur, hiç durmazdık. Aklıma gelen fikirle ayaklarımı durdurdum.

MÜSTAKBELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin