~27.BÖLÜM~

117K 3.9K 207
                                    

Merhaba BurSu hayranları :D

Siz BurSu dediniz, o zaman BurSu olsun?

Bakışlarım donuklaştı. Aslında heyecanlanmıştım ama karşımdaki aile bana 'uzaylı' başlığı altında gözlüklerini takmış bakarken, en çok da rahatsız olmuştum.

Bir sandalye ayaklarının zemine sürtülmesiyle, ne zaman indirdiğimi bilmediğim başımı yerden kaldırdım. Burak yanıma geldi ve elimden güven verici bir edayla tutup, beni masaya getirdi.

"Evet, Suada benim eşim."

Annesi çiğnediği lokmayı bir süre çiğnemeyi bırakıp, bana dik dik baktı. Bedenimi süzdükten sonra lokmasını çiğnemeye devam etti. Babası bana bakmıyordu bile.

"Hoş geldin yenge."

Bahadır'ın gülümsediğini görünce, ağzımda ufak bir tebessümün belirdiğini fark ettim. Bahadır, benim lise arkadaşımdı. Şimdiyse yenge diyordu. Bu biraz... Komik.

"Hoş bulduk."

Fısıltıya karışık konuşsam da salonun ultra sessiz havasında bu, normal ses desibelindeki gibi rahatça duyulmuştu.

Babası baş sandalyede otururken, annesi babasının sağ tarafında, Bahadır ise annesinin yanında oturuyordu. Burak, babasının sol tarafına oturunca, beni de yanına oturtmuştu. Yerimde rahatsızca kıpırdandım. Ece yanıma gelip, bana sormadan çayımı doldurdu ama o çayı içeceğim meçhuldu. Beni istemeyen bir ailenin sofrasında oturmak bana rahatsızlık verirken, üstüne bir de o masadan yemek mi yiyeceğim? Bunu hayatta yapmazdım. Zaten eve gideceğim, orada bir şeyler atıştırırım.

"Pekâlâ... Biraz kendini tanıtır mısın?"

Başımı ellerimden kaldırdım ve karşı çaprazımda oturan annesine çevirdim.

"Adım Suada."

Allah aşkına ne söyleyebilirdim?

"Kaç yaşındasın?"

"Yirmi iki."

Çayından bir yudum alarak bana bakmaya devam etti. O sırada babası tamamen yemeğine odaklanmış, bir an olsun başını kaldırıp da bize bakmamama huyunu sürdürüyordu.

"Burak'la nasıl tanıştınız?"

Başımı sağ tarafıma yavaşça çevirip, Burak'a baktım. Ne söyleyeyim? Görücü usulü altında, zorla evlenme desem kim bilir ne düşünürlerdi.

"Orasını boşver anne."

Burak'ın bunu demesine kahkaha atmak istedim ama şuanda bu hareketi yapmak, tehlikeli ve bir o kadar da uygunsuzdu.

"Boşver?"

Annesi sinirlenir gibi oldu. Belkide sinirlenmişti.

"Anne..."

Burak'ın, annesini uyarmasıyla beraber Aysu Hanım başını sağa sola hafifçe sallayarak yemeğini yemeye devam etti. Benim gibi onların da bu evlilikten bihaber olduğu doğruydu. Burak böyle bir şeye nasıl cesaret edebilmişti? Bir kız için ailesine nasıl karşı çıkabilmişti?

Burak'ın elini bacağımda hissedince vücudum kasıldı. Düşüncelerime son verdim, gözlerimi ona çevirip, 'Ne yapıyorsun?' der gibi başımı oynattım.

Kulağıma yaklaşıp, "Neden yemiyorsun?" diye sorunca omuz silktim ama hâlâ bacağımdaki elini sorguluyordum. Bunu anlamamıştı.

"Nerede okuyorsun? Yani okuyor musun?"

Bakışlarımı Burak'tan uzaklaştırarak, daha önce benimle konuşmayan babasına çevirdim.

"Evet okuyorum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi."

MÜSTAKBELİMWhere stories live. Discover now