~30.BÖLÜM (Part 2)~

77.2K 4K 300
                                    

Bir belirti vermeyince elini kapatıp, yüzüğü avuçlarının arasına gömdüm. Bir süre daha korkusuzca kahveliklerine baktım ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Toprak yoldaki küçük çakıl taşları yürümeme izin vermiyordu. İçime tuhaf bir hüzün oturmuştu. Burak arkamdan gelmiyordu. Gelmesini mi istiyordum?

Gözlerim dolmaya başladı. Ne oluyordu bana böyle? Son zamanlarda psikolojim sanırsam iyi değildi. Hem de hiç.

"Suada!"

Sanki bunu bekliyormuş gibi hemen arkama döndüm. Bana bakıyordu. Kırgın, üzülmüş ve şaşkın. Biraz da sinirli sanki. Kahverengi gözlerine daha yakından bakmak istiyordum şimdi. Onlar, hayatımda bakmaya kıyamadığım tek gözdü. Bakınca bir değişik oluyordum. Heyecan basıyordu, habire sırıtasım geliyordu, ve o gözlerini oymak istiyordum. Çok güzellerdi.

Gözlerimden yaşlar birer ikişer düşerken, bunları görmesin istiyordum. Onun için ağladığımı düşünsün istemiyordum. Onu sevmeye başladığımı bilsin istemiyordum. Onun kokusunu, kahverengi harika gözlerini, sıcak dudaklarını, pürüzsüz yanaklarını kıskandığımı bilmesin istiyordum. Ona doya doya sarılmak istediğimi anlamasın istiyordum ama ben onu seviyordum.

Böyle bir olayın hemen ardından, ona iğrenç tanımını yakıştırmanın hemen ardından, bunları hissetmem ironiydi. Alt dudağımı ısırdım, uyanmaya çalıştım. Olmuyordu.

Bana doğru sakin adımlarla yürüdü. Tam önümde durdu. Kokusu etrafımdaki oksijen tabakasını kuşattığında, titrek bir nefes aldım ve gözlerine bakmaya çalıştım fakat bakışlarım bir türlü on çevrilmiyordu. Çenemi sertçe tutup, bakışlarımı ona çevirmeye zorladı. Yüzünü yüzüme eğdi.

"Seni gebertirim."

Dudaklarıma yaklaşmasını boş gözlerle izledim. Sokak ortasında beni öpmesine izin veremezdim. Çok düşünmeden kollarımı beline sardım. Yüzümü göğsüne gömdüğümde, bir iç çekip, beni kollarının arasına aldı.

"Aynı zamanda da seni seviyorum Rapunzel, bunu biliyorsun."

Yorgun sesi ile beni kendisinden uzaklaştırdı, alnımdan öptü. Gözlerine bakınca tebessüm ettim. Titreyen ellerimi yanaklarına götürdüm. Dokunmaya ürkmüştüm. Hiçbir şey demeden sakince beni izliyordu. O an içimden geçen iki kelimeyi söylemek istedim. Çünkü bu, düğün günü söylediğim gibi değil, daha içten bir şeydi.

"Bende seni seviyorum Dengesiz."

MÜSTAKBELİMWhere stories live. Discover now