14.2- Seni seviyor olsaydım bu bir şeyleri değiştirir miydi?

3.2K 271 28
                                    

Uzanarak kapaklardan birini araladım. Dolabın içindeki tomarla giysi üzerime devrilirken, sert bir cisim de kafama çarptı ve dengemi kaybederek yere düştüm.

Fazla meraklısın.

İç sesimi savuşturup, üzerime dökülen giysileri sağa sola fırlattım. Kafama düşen kutu önümdeydi. Kapağı açılmıştı ve içerisine şık bir hançer yerleştirilmişti.

Hançer çelik ve gümüş alaşımında dövülmüş uzun ve ince bir bıçaktan oluşuyordu. Kabzası yılan derisi ile çevriliydi ve ucunda altın oymalı bir desen bulunuyordu. Biraz daha yakınlaştığımda keskin kısmının üzerindeki çeşitli semboller dikkatimi çekti. Bu eski yaz dilinin alfabesi olmalıydı. Ne yazdığını merak etmiştim.

Hançeri alıp giysimin içinde gizleme fikri aklıma sinsice ilişti. Zor bir durumda kaldığımda işime yarayabilirdi. İç sesim beni manipüle etmeye çalıştı: Hançeri al ve sakla. Kathlan sana zarar verebilir.

Ama bu hançer özel olarak saklandığına göre; Kathlan için bir anlamı olmalı. Eğer onu aldığımı anlarsa her şey daha çok sarpa sarar. Asıl o zaman onun elinden kurtulamam.

Bu sinsi düşüncelerden sıyrılıp kıyafet yığınının içerisinden kalktım ve kutuyu hiç dokunulmamış gibi kapatarak üst rafa yerleştirdim. Daha sonra tomarla giysiyi yumak gibi kucaklayarak dolabın içine tıktım ve yıkılmamasını umarak kapıları örttüm. Şükür ki kapak sağlam kapanıyordu ve kıyafetlerin geri dökülmesini engelliyordu.

Bu sana ders olsun. Gördüğün her dolabın kapağını aralama.

Yine de merakım henüz doymamıştı ve araştırmayı sürdürüyordu. Gözlerim biraz daha odanın içinde gezindi. Yere çeşitli etnik desenlerde kilimler atılmıştı ve alacalı renkleri odaya ruhunu veren asıl unsurdu. Hemen onların üstündeki geniş karyola ahşaptan yapılmıştı ve iki insanı rahat alabilecek genişlikteydi.

Bu geniş odanın sağ duvarı boylu boyunca kitaplıkla çevriliyordu. Birkaç tanesini elime alıp inceledim. Her biri çeşitli tarihi ve kültürel kitaplardı. Bazılarının içinde bol notlu el yazısı bulunuyordu ve birçok şehir hakkındaki izlenimlerden bahsediyordu. Bu, Kathlan'ın el yazsı olmalıydı. Çok gezip görmüş olmalıydı. Sonuçta bir bakıma işi de buydu. Dünya'nın her bir ucundan köle toplayıp onları satıyordu.

Elimdeki kitapları yerine yerleştirdim ve sıcaktan bunalarak üzerimdeki gömleği silkeledim. Fazlasıyla ter kokuyordu ve midemi bulandırmaya başlamıştı. Üzerimdeki Kathlan'ın gömleği olduğuna göre yeni bir tanesini ödünç almamda sıkıntı çıkaracağını düşünmedim ve az önceki üzerime yıkılan giysilerin olduğu kapaktan uzak durarak başka bir kapağı usulca araladım. Üzerime yıkılacak bir şeylerin olmadığına emin olduğumda tamamen açtım.

Bu dolap diğerine nazaran düzenliydi, ama yine de giysiler dağınık bir şekilde yerleştirilmişti. Birçoğu ise yamuk olarak katlanmıştı. Birazcık aralarını karıştırdıktan sonra birbirine uyumlu olduğunu düşündüğüm bir gömlek ve pantolon seçtim. Pantolon o kadar boldu ki bana olması mümkün değil gibi gözüküyordu. Yine de denemekten zarar gelmezdi.

Üzerimdeki kokuşmuş gömleği ve pantolonu çıkardım. Önce yeni pantolonu altıma geçirdim, ama kesinlikle çuval gibiydi ve üzerimde durmamaya yeminli gibi sürekli aşağıya kayıyordu. Yakası v şeklinde olan tiril tiril beyaz gömleği üzerime geçirdim. Aslında bu gömlek o kadar uzundu ki, alt kısmımı da kapatıyordu. Bu nedenle görünümü bir kemerle tamamlayabileceğimi düşündüm.

Dolaptan ince deri bir kemere uzandım ve onu belime sararak gömleği üzerimde sabitledim. Böylece kendiminkini yıkayana kadar pantolon derdinden de kurtulmuş olmuştum.

Kadim Yürek #2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin