Bölüm 13- "Silüet ve Bay Asosyal"

671 136 177
                                    

Çok geç saatte yayınladığım bir bölüm ile beraberiz, hasretinize dayanamadım ve bölüm attım. Beni özlediniz mi?

Bölüm sonu uyarısı yine yerinde, uymak ya da uymamak size kalmış.

Bölüm şarkısı: Teoman- Mavi kuş ile küçük kız.

İyi okumalar, unutmadan sizi çok çok çok seviyorum, iyi ki varsınız! ♥

Bölüm 13- "Silüet ve Bay Asosyal."

Derin nefesler alıyorum, nefes seslerim karanlıkta kayboluyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Derin nefesler alıyorum, nefes seslerim karanlıkta kayboluyor. Küçük İz çoktan kafamın içindeki odalardan birine saklanmış. Korkuyor, benim gibi, Berge gibi...

Soğuk elleri, ellerimi daha sıkı tutmaya başladı. Mavi gözlere karşı birbirimize tutunmaktan başka çaremiz yoktu, ne kadar beni itse de ruhlarımızın birbirine ihtiyacı olduğu gerçeği acımasızca karşımızdaydı.

Ne yaparsan yap çocuk, yine gözlerimiz buluşacak, yeniden dünya bizim için duracak.

Ne yaparsan yap çocuk, ben yine gülüşünle sarhoş olup, göz yaşların ile ayılacağım.

Ne yaparsan yap çocuk, benim sana senin bana ihtiyacın var.

İstemsizce geriye gitmeye başladım, o silah hala belindeydi. Cihan Hocayı tutan adamlara kaydı gözüm bir yandan da. Hala çırpınıyordu. Aynı o gece Berge'nin çırpındığı gibi. Mavi gözler artık çok daha yakınımdaydı, tilkilerim de İz'in yanına kaçmışlardı. Onlar da yorulmuştu, her gece beraber kabuslarla uyanıyorduk. Her gece yeniden geliyordum bu sokağa, yeniden o kurşunu hissediyordum. Bağırarak kaçmamak için verdiğim çaba kayda değer bir çabaydı. 

Sırtım soğuk duvarla buluştuktan sonra, kaçacak yerimin olmadığını anladım. Aramızda santimler vardı, kalp atışlarını duyabiliyordum. Aldığı nefes sesleri, belki de birazdan hayatıma son verecek olan nefes sesleri çok yakınımdaydı. Korkakça gözlerimi kapattım, ne yapmam gerektiğimi bilmiyordum.

Öldüğümde çok kan akar mıydı acaba? Berge'yi kan tutuyordu, ölüm anımda olmamalıydı. Ölmem sorun değildi, yıllarca çektiğim eziyet son bulacaktı. İçimde bir burukluğun olmadığını da söylesem yalan olurdu. Bir daha onun gözlerini göremeyecek olmak, yazdıklarını dinleyemeyecek olmak kafamda bir cenaze evi sessizliği oluşturuyordu. Her ne kadar ölmek istediğimi söylesem de Berge beni burada tutmak için oldukça ikna edici bir sebepti. Sadece onu dinlemek için bile seneler boyunca burada kalabilirdim. 

Öleceğim kesinleştiğinde, bana son kez sarılır mıydı?

Gözlerimi araladım, tam yanımda duran oldukça yıpranmış; bunu kapatmak için sprey boya ile boyanmış duvara yaslanmıştı Berge.

Silüet /Tamamlandı./ #ilmelistanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin