XV

66 3 0
                                    


Bonacieux Ailesi

Kardinal elmas konusunu krala ikinci kez hatırlatıyordu. Bu ısrarcı yaklaşım karşısında huylanan kral bu tavsiyenin altında bir şeyler yattığını düşündü.

Kardinal, modern polisin mükemmelliğine erişemese de, çok iyi çalışan güvenlik teşkilatı sayesinde çevrede olup bitenler konusunda kraldan daha fazla bilgi topluyordu. Bu durum kralın kardinal karşısında birçok kez küçük düşmesine neden olmuştu. Bu yüzden Anne d'Autriche ile sohbet edip ağzından bir şeyler almayı umdu, sonra kardinal tarafından bilinen ya da bilinmeyen bir sırla onun yanına gelecek ve her iki durumda da onun gözünde itibarı yükselecekti.

Kraliçenin yanına gidip, önce her zamanki gibi çevresindekilere tehditler savurdu. Başını öne eğen Anne d'Autriche hiç yanıt vermeden bu sövgü selinin akıp gitmesini bekledi, sonunda kralın duracağını umuyordu; ama XIII. Louis'nin istediği bu değildi, kardinalin aklından bir şeyler geçtiğini ve kendisine kardinale yakışır, korkunç bir sürpriz hazırladığını düşünen XIII. Louis tartışma yaratarak, kraliçenin ağzından bir ipucu almak istiyordu. Nihayet ısrarlı suçlamalarının sonucunda hedefine ulaştı.

"Ama," diye haykırdı bu imalı saldırılardan yorulan Anne d'Autriche, "ama bana içinizden geçenlerin hepsini söylemiyorsunuz. Ben ne yaptım? Ne suç işledim? Majestelerinin bunca yaygarayı koparmasının nedeni kardeşime yazdığım mektup olamaz."

Böylesine doğrudan bir karşı saldırı beklemeyen kral ne yanıt vereceğini bilemedi, bunun üzerine şölen arifesinde yapması gereken uyarının zamanının geldiğini düşündü.

"Madam," dedi haşmetle, "kısa süre sonra belediye sarayında bir balo düzenlenecek, yiğit belediye görevlilerini onurlandırmak için oraya tören giysilerinizle gelmenizi ve özellikle size doğum gününüzde hediye ettiğim elmasları takmanızı istiyorum."

Yanıt korkunçtu. Anne d'Autriche, XIII. Louis'nin her şeyi bildiğini ve bunu yedi sekiz gün gizlemesini kardinalin istediğini sandı. Rengi kireç gibi soldu, balmumunu andıran eliyle bir konsola yaslanarak ürkmüş gözlerle krala bakarken, ağzından tek bir sözcük bile çıkmadı.

"Anladınız değil mi, madam?" dedi kral, sebebini tahmin edemediği bu sıkıntılı yüz ifadesine neden olduğu için keyiflenerek, "Anladınız değil mi?"

"Evet efendim, anlıyorum," diye kekeledi kraliçe.

"Baloya geleceksiniz değil mi?"

"Evet."

"Elmaslarınızı takarak?"

"Evet."

Kraliçenin benzi daha da soldu, bunu fark eden kral, kişiliğinin en kötü yanlarından biri olan o soğuk acımasızlığıyla keyiflendi.

"O zaman anlaştık," dedi kral, "size söyleyeceklerim bundan ibaretti."

"Ama balo ne zaman düzenleniyor?" diye sordu Anne d'Autriche.

Kral kraliçenin neredeyse can çekişirmişçesine sorduğu bu soruya içgüdüsel olarak yanıt vermemesi gerektiğini hissetti.

"Çok yakında madam," dedi, "ama tarihi tam olarak hatırlayamıyorum, kardinale soracağım."

"Bu şöleni size kardinal mi bildirdi?" diye haykırdı kraliçe.

"Evet madam," diye yanıtladı kral şaşkın bir ifadeyle, "ama neden bunu soruyorsunuz ki?"

"Davet ettiğiniz baloya elmaslarımı takarak gelmemi o mu söyledi?"

"Yani madam..."

"O değil mi, efendim, o."

Üç SilahşörlerWhere stories live. Discover now