XI

115 3 0
                                    


D'Artagnan yoluna devam etti, Madam Bonacieux'nün çıkışını beklemeyecekti ve hayatı genç kadının nereye gittiğini ve ona kimin eşlik ettiğini öğrenmeye bağlı olsa bile, evine döneceğine söz verdiği için evine dönecekti. Beş dakika sonra Fossoyeurs caddesine varmıştı.

"Zavallı Athos," diyordu kendi kendine, "bunun ne anlama geldiğini bilemeyecek. Beni beklerken uykuya dalmış ya da evine dönerken, oraya bir kadın getirildiğini öğrenmiş olmalı. Athos'un evinde bir kadın! Her şeye rağmen, Aramis'in evinde de bir tane vardı. Bütün bunlar çok garip, bu işin sonunun nereye varacağını çok merak ediyorum."

"Kötü, efendim, kötü," dedi Planchet'nin tanıdık sesi, çok dalgın insanlar gibi yüksek sesle kendi kendine konuşurken. Odasına çıkan merdivenin başına ulaşmış olan delikanlı onu duymuştu.

"Kötü olan ne? Ne demek istiyorsun, ahmak?" diye sordu d'Artagnan, "neler oldu?"

"Başımıza birçok felaket geldi."

"Ne gibi?"

"Öncelikle Mösyö Athos tutuklandı."

"Athos tutuklandı mı, ama neden?"

"Sizin evinizde bulunduğu için siz zannettiler."

"Kim tarafından tutuklandı?"

"Kovaladığınız adamların haber verdikleri muhafızlar."

"İsmini, bu olayla ilgisi olmadığını neden söylemedi?"

"Bunu hiç düşünmedi efendim; tam tersine bana yaklaşarak, 'Şu an için ben değil, benim bilmediklerimi bilen efendin serbest kalmalı. Onun tutuklandığını sandıkları için zaman kazanacak, üç gün sonra kim olduğumu söylediğimde beni bırakmak zorunda kalacaklar dedi.'"

"Bravo Athos! Soylu yürek," diye mırıldandı d'Artagnan, "şimdi onu daha iyi tanıyorum! Peki muhafızlar ne yaptı?"

"Dördü onu ya Bastille'e ya da For-l'Evêque'e götürdü, ikisi her yanı araştırıp, bütün evrakları götüren siyah giysili adamlarla burada kaldı, diğer ikisi de kapıda nöbet tuttu; sonra işleri bittiğinde evi boş, kapıyı açık bırakarak çekip gittiler."

"Ya Porthos ve Aramis?"

"Onları evlerinde bulamadığım için buraya gelmediler."

"Ama her an gelebilirler, çünkü kendilerini beklediğimi söyledin, öyle değil mi?"

"Evet efendim."

"Tamam, buradan hiçbir yere ayrılma; gelirlerse, başımdan geçenleri anlat ve onları Pomme de pin meyhanesinde beklediğimi söyle, burası gözetlendiği için tehlikeli olabilir. Ben durumu anlatmak için Mösyö de Tréville'e gidiyorum, oradan yanlarına geçeceğim."

"Tamam efendim," dedi Planchet.

"Ama burada kalıp korkmayacaksın!" dedi uşağına cesaret vermek için geri dönen d'Artagnan.

"İçiniz rahat olsun, efendim," dedi Planchet, "henüz beni tanımıyorsunuz; kendimden emin olduğumda çok yürekliyimdir, zaten ben bir Picardie'liyim."

"Tamam anlaştık," dedi d'Artagnan, "görev yerini terk etmektense, ölmeyi tercih et."

"Evet efendim, size bağlılığımı kanıtlamak için yapamayacağım hiçbir şey yok."

"Güzel," dedi d'Artagnan içinden, "sanırım bu çocuğa karşı uyguladığım yöntem iyi sonuçlar verdi, fırsat olursa aynısını yapacağım."

Bacakları günün koşuşturmacasıyla biraz yorulmuş olsa da, var gücüyle koşan d'Artagnan, Vieux-Colombier caddesine yöneldi.

O sırada konakta bulunmayan Mösyö de Tréville, Lou-vre'da nöbette olan birliğinin başına gitmişti.

Üç SilahşörlerWhere stories live. Discover now