"Bir şey yok."

Ağzını açıp da bir şey söyleyecekken Buket Teyze bana bakarak, "Biraz daha et koyayım mı kuzum?" dedi. Annemin sorgusundan beni kurtarmak için böyle yapmıştı. Bunu küçüklüğümden beri yapardı.

"Ben doydum, sağol Buket Teyze." dedim ve elimdeki çatalı tabağımın kenarına koydum. "İzninizle..."

Babama gözlerimi çevirdim, başını izin verdiğini belli ederek salladı. Sandalyemden kalktım.

"Kızım otursaydın, niye kalkıyorsun? Birlikte kalkardık."

Anneme, "Ben biraz dinlensem iyi olacak." diyerek merdivenlere yöneldim.

***

Pijamalarımı giyip saçımdaki tokayı çözdüm. Yatağıma doğru adımlarken, takır tukur sesler gelmeye başladı. Gözlerim korkudan iri iri oldu.

"Kim var orada?"

Ses gelmeyince bir iki saniye daha ayakta, tetikte bekledim. Sonra kedi köpek falandır diyerek yatağıma doğru adımlarımı sürüklemeye devam ettim ve yatağıma oturup, ayağımdaki terliklerimi çıkardım. Yatsı namazımı kılmış, dişlerimi fırçalamış, derslerime çalışmıştım. Yapacak başka herhangi bir şeyimin kalmadığından emin olunca da komodinimin üstündeki ışığı söndürdüm.

***

Gözlerimi aralayınca odamın hâlâ karanlık olmasından, gece olduğunun farkına vardım. Yatağımda doğrulmayı çabayınca, karnımdaki ağırlıkla kımıldayamadım. Gözlerim kısıldı, karnımın üzerindeki ele bakışlarım kaydı ve refleks olarak ağzımdan tiz bir çığlık kaçtı. Başımı yastığımdan kaldırmaya çalışırken, karnımdaki kollar buna izin vermedi ve bir elini kaldırarak ağzımı kapattı. Yatakta çırpınarak arkama döndüm.

BURAK'IN BURADA; BENİM YATAĞIMIN İÇİNDE NE İŞİ VAR!?

Bana uykulu gözleriyle bakıyordu. Çok geçmeden, mayışmış sesiyle "Biraz sakin ol." diye mırıldandı. Kendini zor tuttuğu belliydi, gözleri kapandı kapanacaktı fakat nasıl sakin olayım? Benden habersiz yanıma gelmiş, uyuyordu.

Elini ağzımdan çektiği gibi, "Sessiz ol, uyumak istiyorum." diyerek bana tekrar sarıldı ve gözlerini kapadı.

Allah'ım! Bu ne rahatlık!

"Babam ve annem evde biliyorsun değil mi? Hem... sen nasıl benim yanımda, benden habersiz uyuyabilirsin? Sapık mısın nesin? Gidip evinde uyu."

Sol tarafıma dönerek ona bakmaya başladım. Bir süre birbirimizin yüzüne baktık. Daha doğrusu ben ona bakıyordum. Burak'ın gözleri kapalıydı ve belimdeki elleri gevşemişti. Saçlarım omzumdan kayıp önüme düştüğünde irkildim. Beni ilk defa böyle gördüğü aklıma dank etti. Tuhaf hissettim, geri çektim bedenimi. Sonrasında sağ işaret parmağımla omzunu sertçe dürttüm.

"Yoksa uyudun mu?

Bir kaç kere daha dürttüm ama tık yoktu.

"Sana diyorum! Burak! Pişt! Uyansana!"

Omzunu dürtmeye devam etsem de beni duymadığı aşikârdı. Allah bilir kaçıncı rüyasındaydı beyefendi! Baktım bu böyle olmayacak, omzunu yumruklamaya başladım.

"Sana diyorum, uyan!"

Gözlerini hafifçe araladı. Odamın karanlığında gördüğüm kadarıyla, gözlerinin içi uykusuzluktan olsa gerek kıpkırmızıydı. Boğuk bir sesle, "Ne diyorsun?" diye fısıldadı.

"Kalkıp evine gitsen diyorum. Bunun dışında bir şey yok."

Benim bu lafıma cevap veremeden gözleri tekrar kapandı ve bana sardığı kollarını geri çekti. Ben yatağımdan kalkacağını sanırken, sırtüstü pozisyona gelip, ellerini karnının üstüne koydu ve başı sağ tarafına düşerken kapalı gözleriyle birlikte uykusuna devam etti.

MÜSTAKBELİMWhere stories live. Discover now