52:Bakanlık Kararı

884 112 27
                                    

Hakkımızda kolaylıkla bir yorum yapabiliyorlardı ve bize istedikleri sıfatı rahatlıkla yapıştırıyorlardı. Onlara göre Sirius yalancı ben de işbirlikçiydim ve ikimiz de onlara göre aşağılık, iğrenç, rezil insanlardık. Ek olarak ölmeyi hak ettiğimizi söyleyip duruyorlardı. İşte Bakanlık'taki psikolojik baskı aynen bu şekildeydi. Amaçlarını anlamamak mümkün değildi. Bizi tahrik edip sahiden bir suçluya çevirmeye çalışıyorlardı çünkü eğer biz suçlu bulunursak onlar kahraman ilan edileceklerdi. Bunun olmasına izin veremezdim. Dışarıda beni bekleyen Hestia ve doğmamış bebeğimiz vardı.

Sirius'u birkaç gün boyunca ne yazık ki hiç göremedim. Hestia'nin benimle konuşmasına izin vermişlerdi ama Sirius da sözde suçlu olduğu için onunla daha bir dakika bile geçirmemiştim. İkimizi bir araya getirmeye korkuyorlardı çünkü bizi tehlikeli buluyorlardı hatta belki de onlara aşılanmış manyak katil kimliklerimiz onların bizden korkmasına, çekinmesine sebep oluyordu. Eğer böyle bir şey varsa ve bunu sezersem o anın tadını çıkaracağımdan hiç şüphem yoktu. Onları biraz ürkütmekten zarar gelmezdi. Belki benden hemen kurtulmak için serbest bırakırlardı.

Dördüncü günde (dört olduğundan bile emin değildim, gün algımı tamamen kaybetmiştim) delirmek üzere olduğumu hissediyordum. Kendimizi aklayana kadar Azkaban'da bir hücrede tıkılıp kalmıştık. Üstelik Sirius'un daha önceden kaçma konusunda tecrübeli olması yüzünden güvenlik üst düzeydeydi. Zaten kaçma niyetim şimdilik yoktu. Kaçmaktan çok sıkılmıştım ve yorulmuştum. Hiçbir şey elde edemediğimin de farkındaydım.

Bir hafta ya da daha uzun bir süre sonra sayıklamaya başladım. Acınası bir haldeydim. Böyle olmaması gerekiyordu. Neden hala hakkımda karar veremediklerini sorgulamaya başladığımda kafamda bir ampul yandı. Beni sorgulamayacaklardı ki... Zaten suçlu bulmuşlardı ve buraya tıkmışlardı. Bunun tek açıklaması bu olabilirdi. Hatta belki de Sirius'u da Ruh Emiciler'e vermişlerdi.

İçimdeki tüm olumlu düşünceleri yavaş yavaş kaybediyordum. Burası beni mahvediyordu. Daha da kötüsü buraya ait olmadığımı bildiğim için dayanamıyordum. Sirius'un nasıl on iki yıl burada kaldığını anlamakta güçlük çekiyordum. Ben sadece on beş günde aklımı oynatmak üzereydim... Evet, artık on beş gün olmuştu ve bir suçlu değil, tutsak olduğumdan kesin olarak emindim. Başka bir açıklaması olamazdı.

On sekizinci günde hücrenin kapısı sinir bozucu bir uğultuyla açılınca hızla ayağa kalktım. Gelen bir Azkaban muhafızı yani tüyler ürpertici bir Ruh Emici'ydi. Bana Gelecek Postası'nı verdikten sonra aynı şekilde geri gitti. Burada geçirdiğim geçmiş on yedi gün içinde hiçbir şey almamıştım. Bunu bana getirdiklerine göre sahiden önemli bir şey olmalıydı. Bulmam da çok uzun sürmedi, direkt manşet olmuştu.

Sirius Black Serbest Bırakıldı!
Geçtiğimiz günlerde Bakanlık'ta Ölüm Yiyenler'le birlikte yakalanan Sirius Black, bazı Seherbazlar'ın da onu savunmasıyla serbest bırakıldı. Sirius Black şimdi ise bir Ölüm Yiyen olan erkek kardeşi Regulus Black'i kurtarmak için uğraşıyor.

İç geçirip oflayıp pufladıktan sonra bir kenara çekildim. Sirius muhtemelen benim kararımın çoktan verilmiş olduğunun farkında değildi. Yine de beni kurtarmak için çabalaması çok hoştu. Kim bilir, belki kazanırdı ama benim hiç umudum yoktu. Burada sadece neşemi değil, umutlarımı da kaybetmiştim... Ve hayallerimi.

Artık gün saymayı bıraktığım bir sırada hücrenin kapısı açıldığında görmeyi hiç ummadığım biri yanıma geldi. Alastor Moody. Yerimden kıpırdayacak halim yoktu ama yine de ona kulak verdim. "Seherbazlar bize inanmayı reddediyorlar. Daha doğrusu Bakanlık seni cezalandırmak istediği için onlar da reddetmek zorunda kalıyorlar. Asanın geçmişine baktılar ve son olarak Avada Kedavra laneti yapılmış olduğunu gördüler. Sirius onu Bellatrix'e yaptığını söyledi ama inanmayı reddediyorlar."

"Suçsuz olduğuma inandıramadığım insanlara ne yapabilirim?" Yüzü donuklaştı "Lafı uzatmayı sevmem ama bunu söylemek çok zor." Lafına "Mahkum edildim." diyerek girdim soğuk bir ses tonuyla "Öyle değil mi?" Elini enseme vurdu "Üzgünüm Black, en iyisini denedik. Bakanlık bir Ölüm Yiyen gördü mü canına okumadan bırakmak istemiyor. Senin için çok çabaladık. O zamanlar çocuk olduğunu söyledi Sirius... Sık dişini, altı ay sonra dışarıdasın."

Yıldızlar Ne Kadar Yaşar? | Regulus BlackTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon