48:Keşfedilen Sırlar

1.2K 121 48
                                    

Harry kendini aklamayı başardıktan sonra sanki zaman daha hızlı geçer olmuştu. Çocuklar yeterince mutluydu ve ufak tefek şeylerle neşelerini kaçırmamak için çabalıyorlardı. Ben de öyle. Hatta benim mutlu olmam için bir sebep bile vardı: Hestia Jones. Onu tanıdıkça ona bağlanıyor ve her geçen gün daha da çok aşık oluyordum. O benim yaşam enerjim ve gelecek umudumdu.

Sirius için ise bunları söylemek pek hatta hiç mümkün değildi. Geçirdiği her gün daha çok şikayet ediyordu. Burada tıkılıp kalmaktansa ölmeyi yeğlermiş dediğine göre. Bana kalırsa mızmız bir çocuk gibi davranıyordu. Daha da kötüsü etrafındaki insanları kötü etkiliyordu. O daha ne kadar saçmalayabilir diye düşünürken mükemmel(!) bir fikir yumurtladı. Harry'le King's Cross'a gidip onu Hogwarts Ekspresi'ne bindirmeye karar vermişti. Elbette Dumbledore buna karşı çıktı ama Sirius her zamanki gibi kafasına buyruk davranacaktı, bundan emindim.

Çocuklar Hogwarts'a dönmeden bir gece önce ev kalabalık bir hal aldı. Bayan Weasley, Yoldaşlık'ın büyük bir bölümünü akşam yemeğine davet etmişti. Hestia da gelenler arasındaydı. Bu davetler olmasa onu göremiyordum hatta ona mektup bile yazamıyordum. Bu yüzden bu davetler benim için çok önemliydi. Ben de en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyordum.

Yemekten sonra herkes oturma odasına doluşurken Hestia ve ben de üst kattaki bir koridorda birbirimize dolanmış halde dikiliyorduk. Göğsüme yaslandığı yüzünü kaldırarak bana baktı "Yüzün artık kızarmıyor." Sessizce güldüm "Evet, çünkü artık benim güzel sevgilimsin." Başını yeniden göğsüme koydu "Okuldayken senden nefret ederdim ama yine de çekiciydin. Hareketlerini hiç onaylamıyordum ve Sirius'un kardeşi olduğuna inanmıyordum."

"Aslına bakarsan Sirius da fenadır." Kıkırdadıktan sonra beş dakika kadar bir sessizlik oldu. Akabinde kollarını belimden çekerek bir adım geri gitti "Yarın ben de istasyonda olacağım... Artık eve gitsem iyi olur." Aceleyle "Tia!" diye seslendiğimde hızla dönüp bana baktı "Seni bir daha ne zaman görebilirim, Tia?" Nazikçe tebessüm etti "Beni ne zaman görmek istersen, Reg."

"O zaman hiç gitme." Parmak ucuna kalkarak bana yaklaştı ve dudaklarıma yapıştı. Öpücüğüne karşılık verirken alt dudağımı dişleri arasına alarak mırıldandı "İyi geceler, Reg." Omuzlarının etrafını sardım "Görüşürüz." Onunla girişe doğru ilerledim ve o gittiğinde arkamda Sirius'un sesi duyuldu "Hormonların sakinse uyumaya gidebilir miyiz?"

Ona muzip bir tonda güldükten sonra peşinden yukarı çıkarak odasına girdim. Ev neredeyse tamamen sessizliğe bürünmüştü. Sadece Kreacher mutfakta hala temizlik yapmakla meşguldü. Onun dışında herkes odalarına çekilmişti. Ben de Sirius'u Hestia muhabbetiyle uyuttum sonra da kendim uykuya teslim oldum.

Gecenin ilerleyen bir vaktinde de Remus'un sesini duyunca uyandım ama gözlerimi açmadım. O da zaten Sirius'a sesleniyordu. Asasının ucundan çıkan ışık gözlerim kapalı olmasına rağmen kör ediciydi. Sirius "Aylak," diye homurdandı "Neler oluyor? Harry, sana ne oldu?" Hemen ardından Harry'nin çatallı sesi duyuldu "Sirius, konuşmalıyız. Çok önemli." Hemen ardından Remus "Regulus'u uyandırma." diye ekledi. Sirius yatağı deprem etkisiyle sallayarak kalktı ve onlarla birlikte odadan çıktı.

Bu andan sonra da hızlı hızlı düşünmeye başladım. Üçü arasında özel bir şey konuşacak olabilirlerdi. Ama Remus özellikle benim uyanmamamı istediyse konu benimle ilgili olabilirdi. Peki, konu benimle ilgiliyse Harry'nin orada ne işi vardı? Başımı kaldırarak saate baktığımda üç sularında olduğunu gördüm. Bu saatte Sirius'u uyandırdıklarına göre sahiden önemli olmalıydı ve merak etmeye başladım. Kendime hakim olamadan oturma odasının kapısı önüne dikilerek kulağımı kapıya dayadım.

"Bu sadece bir rüya olabilir hatta bir kabus." diyordu Sirius gergin bir şekilde. Akabinde Remus konuştu "Yine de dikkati elden bırakmamak lazım." Kısa süre duraksayarak devam etti "O burada olduğu sürece güvende." Ardından Sirius inledi "Güvende değil, hiçbirimiz hiçbir yerde güvende değil, Remus! Anla artık Voldemort geri döndü... Ve şimdi de benim kardeşimi istiyor." Gözlerim fal taşı gibi açılırken kulağımı iyice yapıştırdım.

Yıldızlar Ne Kadar Yaşar? | Regulus BlackTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang