53. FİNAL

2.6K 153 143
                                    

        Esselamü aleyküm cankuşlar.Bazı sahnelerden dolayı mı yoksa final olacağı için mi bilmiyorum ama bu bölümü yazarken çok hüzünlendim. Yine de okurken keyif almanızı diliyorum. Sizden son kez her bölüm istediğim şeyi isteyeceğim bu kez. Bölüm hakkında yorumlarınızı, kitap hakkındaki yorumlarınızı hatta benim hakkımdaki yorumlarınızı ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum. Ama lütfen hepinizden... Her daim yorum yapıp yanımda olan arkadaşlara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum bu arada. Onlar yanımda olduklarını hissettirdiği için buralara kadar gelebildik biz Kerim ve Rüveyda ile. İyi ki varsınız. İyi ki sizleri tanıdım. Yazarıniz sizleri çok seviyor.. ❤

Sevgili dostum  YusraKoyuncu  , aylar öncesinden bu bölümü isteyen 38elifnisa ve ilk kez kendime ithaf ediyorum 😇

     Upuzun bir yol ve sonunda görünmez bir ışık... Düşün, uçurum diye atladığın bir boşluğun sonunda  bulutun üzerinde buluyorsun kendini. Ve mutluluk hiç bu kadar süpriz olmamıştı. Hiç bu kadar uzamamıştı yıllar ve günler. Hiç böyle zor geçmemişti. İmtihanı yaşadığını bilmemek imkansızdı. O kendisini bir an bile unutturmazken, bastıra bastıra hissettirirken, ne yaşadığını bilmemek imkansızdı. Ve sonundaki mükafata şükretmemek ahmaklıktı...

     Rabbime ne kadar şükretsem ya da nasıl şükretsem hiç bilmiyordum ama hepsi azdı. Benim kardeşim iyileşecek ve hatta belki de yuva kurup mutlu olacaktı. Bir orman dolusu yaprak koysunlar önüme, yaprakların sayınsınca tek tek mutluluğumu sunayım size.

- Kerim, orada mısın?

    Rüveyda'ya cevap veremeden odaya Erdem girdi.

- Kapatmam lazım şimdi. Ben seni ararım birazdan.

    Telefonu kapatır kapatmaz Erdem'e sarıldım. Her ne kadar niye sarıldığımı bilmese de bozuntuya vermeden o da sarıldı bana.

- Kardeşim benim. Kardeş ya bu doktor,  kardeş...

- Hayırdır abi? Öz kardeş olduğumuz falan mı ortaya çıktı?

       Erdem, geri çekilirken soran gözlerle bir bana bir de bize gülümseyerek bakan doktora bakıyordu.

- Hayırdır hayır... Öz kardeş de ne demekmiş? Gözümü kırpmadan canımı verebileceğim insan olman için bir kan bağı mı gerekiyor? Ya da eğer gerekiyorsa bunun için bir kanıt mı lazım?

- Yok be abicim şaka yaptık heralde.

- Geç otur bakalım Erdem. Güzel haberlerimiz var sana.

     Doktorun daveti üzerine ikimiz de karşısındaki koltuklara oturduk.

- Şu an içimde filizlenen umut, umarım bir gün kuruyup da canımı yakmaz doktor.

- Biz de öyle umuyoruz Erdem. Emar sonuçlarına göre hastalığın ilerlemiyor olarak görünüyor. Yani durmuş. Bu durumda ameliyat olma şansın yükselebilir. Ama bir süre daha gözetimimiz altında olmalısın.

     Erdem'in yüzündeki her mimiği heyecanla izliyordum. Henüz genç yaşta olan, kirli sakalının ve dağınık saçlarının verdiği karizmayla karşımızda oturan doktora gözleri parıldayarak baktı.

- Bu söyledikleriniz... Doğru mu Ahmet Bey?

    Doktor Ahmet, 32 diş sırıtarak başını öne eğdi. Sonra o da gözlerinde aynı ışıltıyla baktı Erdem'e.

AŞKIN ÖRTÜSÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin