47. BÜYÜK ŞOK

1.7K 143 90
                                    

    
       Selamün aleyküm cankuşlar. Size yeni bir bölüm getirdim. Sanırım biraz geciktim ama çok yoğum bir zamanda yazdım bunu da inanın. Umarım beğenirsiniz. Bugün arefe günü. Yılın en güzel ayına veda ediyoruz. Ama üzülmeyin, Yüce Rabbim bizi teselli etmek için yarını bayram etmiş bize :) Hepinizin ramazan bayramı şimdiden mübarek olsun. Bayramınız bayram olsun. Bu bölüm de benden size bayram şekeri olsun 🍬🍬 Seviliyorsunuz...❤

Sevgili yeğenim mahalleden  'e ithaf edildi.. 💞

" Günlerden bir gün seçtim seni, tek ömrümün hiç bitmeyen bir günü...
Bir çiçek seçtim seni Rüveyda.
Papatya gibi...
Beyazı ruhunu, sarısı yüreğinin altın değerini andıran.
Bahçeler dolusu güller sunmak isterken güzelliğine,
Karşına dikilemeden elimde kurudu güller.
Sana benzediği için kıyamazken güllere, el ele koşturdum seninle bahçelerde.
Rüveyda!
Yüreğimin derinlerinde, bir yerden seslendim sana.
Masumâne sevgimi sakladığım o derin kuytu köşelerde,
Gün yüzüne çıkmak için çırpınan heyecanlarım var.
Ellerim ulaşmak istiyor ellerine,
Gözlerim, toprak parçası bildiği gözlerinde mesken...
Ve bilincim mest olmuş vaziyette toprak kokunla.
Yağmurlar yağsın üzerimize,
Tüm kirlerden arınırken sen ve ben,
Bir tek sana olan sevgim kalsın bedenimde.
Ve sen Rüveyda,
Sen bir gün, bir çiçek, bir toprak parçası, seçilmiş bir yol oldun sen bana.
Ver elini, hadi uzat hiç beklemeden...
Seninle el ele koşalım, hiç dinmeyen yağmurlara.
Rüveyda...
Bak bana, sonra bak, sonra yine
Ve yine bak... "

    Kerim susunca gözlerini açtı Rüveyda. Dizlerinin üzerine uzanmıştı Kerim'in. Gözlerini açar açmaz buluştu gözleri. Gülümseyerek baktı şairine...

- Bırakma sakın elimi, koşalım hiç dinmeyen yağmurlara...

    Rüveyda, bunu söylerken avuçlarının içine almıştı Kerim'in elini. Sımsıkı tutuyordu, hiç bırakmamacasına...

- Bırakırsam nefessiz vadilere düşerim.

     Kerim de aynı şekilde gülümseyerek eğildi karısını öpmek için. Tam o sırada çalan telefonuyla tekrar doğruldu.

- Kim?

- Önemli bir şey değil, şirketten arıyorlar.
     Telefonu kapatıp cebine atmıştı ki tekrar çalmaya başladı.

- Sanırım açmalıyım.

    Rüveyda başıyla onaylayarak kalkmaya yeltendi ama Kerim izin vermedi.

- Söyle Ali.

- Kerim Bey, bu saatte rahatsız ediyorum ama önemli bir şey söylemem lazım.

- Seni dinliyorum.

     Pek de aşikar değildi bu. Çünkü kulağı ne kadar telefonda olsa da gözleri karısının üzerindeydi hayranlıkla. Rüveyda, gözlerini tekrar yummuş tebessüm ederken Kerim sırıtarak yüzünü okşuyordu karısının.

- Kerim Bey, orada mısınız?

- Ha burdayım Ali. Tekrar eder misin lütfen?

- Hisseleri almak isteyen biri var diyorum.

- Şirket hisselerini mi?

- Evet efendim, dilerseniz hepsini dilerseniz de bir kısmını alıp ortak olmak istiyor.

- Kimmiş bu?

- Murat Kırcılar.

- Tamam Ali, yarın onunla bir toplantı ayarlayabilir misin bana?

AŞKIN ÖRTÜSÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin