- 48 - MAPUSHANE / 2.KISIM

1.2K 126 84
                                    


Sevgili  melikekirlangc 'a ithaf edildi ❤
       

- Kerim, kardeşim !

       Erdem'in sesiyle gözlerimi araladım. Sırtımın ve boynumun ağrısıyla uyanınca nerede olduğumu hatırladım hemen.

- Erdem.

      Çatallaşan sesim zoraki çıkmıştı. Doğrulduğum yerde oturarak boynumu ovmaya başladım.

- Kerim, zor izin aldım seni görebilmek için. Fazla vaktimiz yok, Rüveyda bir şeyler anlattı ama...

      Oturduğum yerden kalkarak Erdem'e doğru ilerledim. Yanına vardığımda yeni fark ettim Erdem'in seyrekleşmiş saçını. Gözlerimin dolmasına engel olmaya çalışarak yutkundum. Bu kadar çabuk mu etkisini göstermişti ilaçlar? Bu kadar erken mi yıkmıştı hayat benim kardeşimi? İçim cayır cayır yanıyordu şu an.

- Murat nasıl imzalatabildi sana o dosyayı?

- Ortaklık istiyordu ya. Öyle anlaşarak imzaladık. Ben onun da imzaladığını sanıyordum ama...

- Okumadın mı sen hiç imzaladığın şeyi?
- Dosyayı dolduran o değildi. Bizim şirketin halkla ilişkiler müdürüydü. Okuma gereği duymadım ki o yüzden. Meğer onu da kendi tarafına çekmiş şeref yoksunu.

- Ah be kardeşim. Keşke yine de okusaydın sen. Neyse olan olmuş. Şimdi bana neler yapabileceğimi söyle.

- Ali'yle polislerden önce konuşursan iyi olur. İşin aslını astarını tam öğrenelim.

- Tamam abicim.

      Aklıma bir şey daha gelince içimde yanan umut ışığıyla aydınlanan dünyada Erdem'e baktım heyecanla.

- Bir şey daha var aslında.

- Ne abi, söyle hemen.

- Bizim şirketin gelir gider hesabı... Onu gösterebiliriz kanıt olarak. Banka hesaplarını hepsini göster onlara. Son bir ayda zaten gelirden çok giderimiz oldu. Bir kazancımız olmadı yani. Oradan bile belli olabilir her şey. Kamera kayıtlarına da bakılınca hepsi birbirini tamamlar. Yani, öyle umut ediyorum.

- Süper fikir. İyi aklına geldi bu bak. Ben hemen hepsini araştırıyorum. Başka şeyler de belki yapabilirim bakacağım yine.

- Tamam kardeşim. Hadi göreyim seni.

- Sen merak etme kardeşim. En yakın zamanda çıkacaksın buradan. Söz veriyorum sana.

       Heyecanla sıkı sıkıya tuttuğum parmaklıklardan elimi alıp Erdem'in elini sıktım. Güven verircesine o da diğer elini üzerine koyup sıktı. Gülümseyerek çıkıp gitti sonra. Ben de gülümsedim arkasından. Bir umut doğmuştu çünkü bize. Bir çare merhem olmaya meyilli gibi kafasını gösterivermişti kapının ardından. Belki de açacaktı bize o kapıyı.

      Bu kez yüzümde tebessümle oturdum yerime. Bu kez umudum vardı benim. Oturduğum yerde ellerimi açıp tekrar tekrar dualar etmeye başladım. Sonra hayaller kurmaya başladım. Dört duvar arasında kalınca insan gerçekten de hayal kurmaya veriyormuş kendini. Kaç saat geçti bilmiyorum yine. Çokta atmaktan yorulup oturuyordum. Oturmaktan sıkılıp volta atıyordum. Sıcak olmaya başlayınca gömleğimin kollarını kutlamaya başladım.

- Bakıyorum da ayak uydurmaya başlamışsın buraya.

       Murat'ın itici sesi kulağımı doldururken yüzümü ona dönmeden kollarımı katlamaya devam ettim.

AŞKIN ÖRTÜSÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin