- 9 - RÜVEYDA

2.7K 213 12
                                    

Rüveyda' dan

Kafam karışık bir şekilde kursa doğru ilerlerken kendi kendime kızıyordum. Nasıl unuttum ki ben yüzüğümü takmayı?  En son abdest alırken çıkarmıştım. Bu da benim pinpinikliğim işte. Nişan yüzüğümü bir gün takmadım hemen biri konuşmaya cesaret kazandı. Erkek milleti işte hepsi aynı. Emre görseydi ne yapardım? Çok kızardı bana kesin. Onunla ne kadar sevmeyerek istemeyerek nişanlansam da ihanet etmeye hakkım yok. Peki niye o denizin en dibindeki koyuluk gibi masmavi gözler beni buna zorluyor? Hem ne demişti o züppe? " Bize gidebilir miyiz?" ne demek kardeşim? Size gidip ne yapacağız biz söyler misin? Tövbe tövbe... Önümü kesince kalbim yerinden çıkacak gibi attı resmen. Bu ne hadsizlik,kalbime bir ara haddini bildirmeliyim. Ama korktum ya kesin ondandır.

Hızlı düşüncelerime hızlı adımlarım eşlik ederken sert bir vücuda toslayıp geriledim. Şu an tam karşımda duran Emre az önce yaşananları görmüş müydü acaba? Korkuyla yüzünde bir cevap ararken bir yandan da ellerimi saklamaya çalıştım.

- Ne arıyorsun sen yine dışarıda? Daha geçenlerde başına bela açmamış mıydın? Az mı geldi o heyecan sana?

- Ben... Kitap almaya çıkmıştım sadece. Dönüyorum zaten şimdi kursa.

- Bıkmadın mı bu kitap saçmalığımdan? Dünyadaki bütün kitapları okumaya kararlısın sanırım. Bu sefer ki neymiş bakayım bi.

Emre kitabı elimden alırken ellerimde ortaya çıkmıştı tabi. Yüz ifadesini görmeye korktuğum için başımı önüme eğdim.

- Yüzüğün nerede senin?

- Şeyy...Ben onu abdest alırken çıkarmıştım da...

- Sonra da unuttun tabi.

Başımla onaylayınca beklemediğim bir şekilde parmağımı tutarak havada sallamaya başladı.

- Bir daha o yüzüğü bu parmakta görmezsem,inan ki parmağını koparırım.

- Koparmak üzeresin zaten, lütfen bırakır mısın ?

Parmağımın acısıyla yüzümü buruşturup küçük bir iniltiyi dudaklarımdan özgür bırakınca nihayet Emre de parmağımı özgür bıraktı. Sinirle yanımdan geçip giderken bende rahat bir nefes aldım. Başka radarlara yakalanmamak için hızlıca kursa girdim. Panikle yukarı çıkarken arkamdan Esra koşuyordu.

- Ne oldu Rüveyda ? Niye koşuşturuyorsun böyle ? Korkutma beni.

- Yüzüğümü banyoda unutmuşum. İnşallah kimse almamıştır. Sen gördün mü canım ya?

- Yok yani sen çıktıktan sonra hiç girmedim banyoya. Bakalım bi yoksa kızlara sorarız.

Son basamakları da çıkınca banyonun kapısını çalmayı unutarak daldım içeri. İçeri dalmamla Müge'nin cırlaması bir oldu :

- Dingonun ahırı mı burası ya. Niye kapıyı çalmadan giriyorsunuz içeri ? Ya çıplak olsaydım.

- Özür dilerim. Ben bir an panik yapınca yani yanlışlıkla oldu.
Bir yandan Müge'ye açıklama yaparken bir yandan dolapları arıyordum. Yoktu işte. Yok yok yok... Nerede bu yüzük?

- Yüzüğümü arıyorum. Gördün mü sen hiç?

- Ben nereden bileyim senin yüzüğünün nerede olduğunu be. İşim var benim çekilin. Sizin gibi iki deliyle uğraşamam.

Müge bizi iterken Esra kolundan tutup gitmesini engelledi. Ben Müge' yi takmıyordum ama anlaşılan onu sinirlendirmişti.

- Bana baksana sen. Kime deli dediğini sanıyorsun sen ha? Ağzını topla bak benim nefsimle oynama.

- Boş ver Esra, bırak gel hadi bulalım şu yüzüğü.

- Niye ,deli değil misiniz? Kursta başımıza ne gelse siz ikiniz yüzünden geliyor.

Esra tam ağzını açacakken ona engel oldum. Kolundan tutup dışarı sürükledim. Bahçeye çıkınca mızmızlanmaya başladı.

- Niye engel oluyosun ya? Kendimi geçtim, sana deli diyemez o tamam mı?

- E haklı ama. Deliyiz biz de biraz.
Gülerek söyleyince yumuşamıştı biraz.

- Söyle bakalım niye bu kadar geciktin sen?

- Başıma neler geldi neler...
- İnanmıyorum !

- Daha bir şey anlatmadım ki. Neye inanmıyorsun deli.

- Olay değil olaylar yaşamışsın ve beni iki saat lafa tutup anlatmıyorsun. Hemen anlat vallahi döverim seni Rüveyda.

- Anlatacağım da önce bulmamız gereken bir yüzük var.

- O zaman şöyle yapalım. Yüzüğü ararken anlat. Yoksa ölürüm de yardım etmem sana.

- O zaman olur.

Birlikte yüzüğü aramaya koyulduk. Elimi ve ağzımı aynı anda çalıştırmak ne kadar yorucu gelse de her şeyi kardeşim Esra' ya anlatmak zorundaydım. Çünkü o benim ablam, dostum,kardeşim hatta yeri gelince annem olmuştu...

AŞKIN ÖRTÜSÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin