- 51 - KAVUŞMA

1.6K 138 99
                                    


      Ben geldimmmm... Mutlu muyuz?  Ben yeni bölümle geldiğim için mutluyum valla :) Kerim'i özleyenler burada mı bakalım?  O zaman ' kavuşma ' diyelim ve sözü Kerim'e bırakalım cankuşlar 😇

ozlempmkk
KUBRAEFSERBKR
snglkalpak

Bölüm şarkısı : Hasretinle yandı gönlüm 🌸

        Kapalı kapıların ardında bekleyen bir dilenci gibiydim. Umut dilencisi... Ben ki umuda gönül yamamış bir dilenci...

        Âdeta manyetik bir kuvvetle yapışmış gibi olan göz kapaklarımı büyük bir çaba sarf ederek açmayı başarmıştım. Elimi kaldırıp gözlerimi oluşturmak istedim bulanık görmekten kurtulmak için ama yapamadım. Birkaç dakikanın ardından etrafı daha net bir şekilde görmeye başlayınca sağ omzuma uzanmış birini fark ettim. Şüphesiz bu Rüveyda'ydı. Kokusundan ve yatış şeklinden anlamıştım. Peki ama neden hissetmiyordum onu? Yine gördüğüm rüyalardan biri miydi bu da? Kıpırdanmaya çalıştım ama bir milim bile oynatamadım kendimi.

- Rüveyda...

        Sesimi ben bile duymamıştım. Boğazımı yırtarcasına çıkan ses öyle kısıktı ki kimsenin duymasına imkan yoktu. Yutkunmaya çalışıp boğazımı ıslattım. Tekrar denedim konuşmayı :

- Rüveyda...

       Bu kez fısıldar gibi çıkmıştı sesim. Ama Rüveyda duymuştu beni. Işık hızıyla yerinden doğrulup bana çevirdi yüzünü.

- Ke... Kerim. Sen... Uyandın sen. İnanamıyorum Kerim.

        Buz tutmuş yüz ifadesiyle gözlerini ortaya çıkarırcasına büyütmüştü. Elleriyle yüzümü yoklamaya başladı. Gözyaşları anında firar etmişti yine. Canımı yakan şey ise, şu an yüzümdeki ellerini hissetmiyor oluşumdu. Kalbim zindan hükmündeydi sanki. Hiçbir duyguyu hissedemiyor gibiydim. Özgürlüğe bıraktığım acıdan başka... O zaten hiç dönmemişti yuvasına.

- İnanamıyorum. Sen gerçeksin. Rüya değilsin sen. Uyandın. Bi... Biliyordum ben ama. Gerçekten bak... Dedim ben herkese. O bizi... Bizi bırakmaz dedim.

- Su...

       Artık boğazımın yanmasına dayanamıyordum. Söylemek istediğim çok şey vardı ama konuşabilmem için önce boğazımı ıslatmam lazımdı. Rüveyda'nın panikle doldurduğu bardaktaki suya uzanmak için bir hamle yapmayı denedim ama başaramadım.

- Rüveyda...

- Söyle Kerimim.

- Hareket edemiyorum.

- Na... Nasıl olur?

- Suyu içerebilir misin bana?

       Sesim hâlâ fısıldar gibiydi. Rüveyda tepkisizce yüzüme bakarken hâlâ şokta olduğunu görebiliyordum.

- Rüveyda. Su...

- Ha evet, su...

        Bu anı daha önce yaşadığımı anımsadım. Daha önce de yaralandığımda uyanınca yanımdaydı. Su istemiştim ondan ve yine böyle şaşkındı. Hatta evlenme teklifini o gün yapmıştım ona. Bomboş zihnimde anılar can bulurken neler olduğunu hâlâ kavrayamamıştım. Rüveyda, beni yavaş hareketlerle kaldırıp suyumu içirdi. Elinin titremesinin sebebini biliyordum. Korkuyordu... O da benim gibi bu durumdan korkuyordu. Elinde titreyen bardağı masaya bırakıp kapıya yöneldi.

AŞKIN ÖRTÜSÜ Where stories live. Discover now