- 38 - BEKLENEN NİKAH

1.9K 169 99
                                    

Medya : Yazarınızın en sevdiği şarkı 🙈❤
Nurettin Rençber - Söyle Sunam

Sevgili yeğenim beyda__a 'ya ithaf edildi.. 💜

Hayat bazen hesapsız kitapsız sunarken insana mutluluğu, bazen de boyunun yetmediği bir dolaba yerleştirir. Sonuçta uzun uğraşlar ardından uzanıp alırsın o mutluluğu da dolaptan. Dolabın açılmama hatta başına iş açma gibi ihtimalleri de ama ben ulaşmıştım mutluluğa. Diğer kısımlarıyla ilgilenmiyorum. Mutluluğu yakalamadan önce neydi peki insan? Mutsuz mu? Yanlış cevap... Ölüydü... Mutluluğa sahip olduktan sonra kaybedersen ancak o zaman mutsuz kalmış olursun. Ama onu bulmadan önce zaten bir ölüsün. O tadı almadan yaşamın da tadına varamazsın. Acısıyla tatlısıyla mutluluk verir sana bir tat.

Ölüydüm... Bir an dirildim onu görünce, sonra öldüğünü sandım. Tekrar ölmedim ama, mutluluğumu kaybedip mutsuz kalmıştım sadece. Sonra tekrar buldum onu ve açtım o dolabın kapağını. Sonunda benim olacaktı mutluluk. Şu an beklediğim cevabı hâlâ alamamış olsam da olacağından emindim.

- Senin aklına uyduk da bakalım rezil olmayız inşallah. Hayır hiçbir şey değil de sonra senin yıkılmandan korkuyorum kardeşim.

Rüveyda bana hâlâ kızgındı. Hastahaneye 3 gün boyunca hiç uğramadı. Bu süreçte ben de Erdem'in yardımıyla düğünü organize ediyordum. Bizim başka çaremiz yoktu ki, evlenmeliydik biz sonuçta. Her şeyi ayarlamış, Rüveyda'ya da gelinliğini yollamıştık. Şimdi arabada medreseye doğru yol alıyorduk. Oradaki talebeleri de toplayıp düğün salonuna gidecektik. Tabi bir de gelini kurstan almayı unutmayalım. Yani erkek medresesiyle kız kursundaki bütün milleti toplayıp gidecektik. Tabi ki düğün kız-erkek ayrı olacaktı. Düğün salonuna ayarlamıştım ona göre.

- Ben onun kalbini tanıyorum. O gelinliği giyip çıkacak karşıma. Korkma sen.

- İnşallah dediğin gibi olur ne diyeyim.

Sonunda merdesenin önüne gelince arabayı boş bir yere park edip indim arabadan. Erdem de benimle beraber indiği anda çalmaya başlayan def sesleriyle ikimiz de kısa bir şaşkınlık geçirdik. Onun da haberi yoktu anlaşılan. Şaşkınlığımı üzerimden çabucak atıp gülümseyerek talebelerin yanına ulaştım. Bir gurup çoktan halaya durmuştu bile. Beni de halaya çekiştirirdiler hemen. Ben de kendimle beraber Erdem'i de kattım halaya. Bilmiyodum aslında ama insan girince az-çok ayak uydurabiliyordu. Henüz dikişlerim sağlam olmadığı için birazcık takılıp çıktım halaydan. Erdem ise başta ekipte ot gibi dururken bir süre sonra çabucak kavrayıp başa geçmişti bile. Kendini tamamen kaybetmişti artık.

- Hoş geldin damat bey. Bugün nasılsın, daha iyisindir inşallah ?

Bilal Abi'nin tebessümüne aynı şekilde karşılık vererek birkaç adımda yanına ulaştım. Gülümsememek mümkün müydü böyle bir günde? Her an yüzümde bir sırıtış vardı zaten.

- Çok şükür, çok iyiyim abi.

- Maşallah, iyi görünüyorsun zaten. Yakışmış takım elbise.

- Allah razı olsun abi.

Bilal Abi'yle beraber diğer talebelerde yanıma gelip tek tek geçmiş olsun ve tebrik dileklerini sundular. Bir süre daha merdesenin önünde halay çekildikten sonra Bilal Abi gençlere salonda devam etmelerini söyleyerek halayı bitirdi.

- Kerim Abi, Kerim Abi!

Sesin geldiğini yöne döndüm. Bir gurup çocuk bize doğru koşuyordu. Yanımıza vardıklarında tanıdım çocukları. Beraber futbol oynadığım çocuklardı. Rüveyda'nın kursunun ardesini sorduğum çocuklar...

AŞKIN ÖRTÜSÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin