- 37 - EVLENME TEKLİFİ

1.9K 154 95
                                    

Kerim'i özleyenler el kaldırsın ✋ Aslında geçen bölümün sonunda yatakta uyuyanın Kerim olduğunu tahmin edeceğinizi sanmıştım ama bazıları anlayamamış :) Şimdi size gelsin o zaman sürpriz ❤ Hadi bana dua edin bakalım başım çok ağrımasına rağmen bu bölümü yetiştirmek için uğraştım sabahtandır 😁 Ne kadar da mütevazi bir yazar 🙈 Uzun yazdım ha bi de... Hadi bakalım kolay gelsin size iyi okumalar 😇

Sevgili busraalir 'e ithaf edildi..

Tüm dünyanın yükü üstümde ama hiç umursamamışım gibi bir hisle araladım gözlerimi. Karşımda Rüveyda'yı ağlarken görünce nerede olduğumu, ne olduğunu düşünme gereği bile duymadım.

- Rüveyda, neden ağlıyorsun?

Sesim çok boğuk çıkmıştı. Boğazım kupkuruydu ve sadece bu cümle bile konuşurken boğazımı ağrıtmaya yetmişti.

- Kerim, uyandın... Sen , açtın gözlerini. Allah'ım sana şükürler olsun.

Rüveyda hem ağlayıp hem bu cümleleri kurarken kaç zamandır uyuduğumu merak ettim. Hem ne uyuması? Niye uyuyordum ki ben? Yerimden doğrulmak isteyince sağ tarafımda hissettiğim sızıyla inleyerek gerisin geriye yattım.

- Dur dur kalkma. Dikişlerin zarar görebilir. Ben... Ben şey, ne yapayım ben? Hah, en iyisi doktora haber vereyim ben hemen.

Taşlar kafamda yavaş yavaş yerine otururken Rüveyda'nın bu halleriyle gülümsememe engel olamadım. Onu hiç böyle görmemiştim. Koşar adımlarla çıktığı odada yalnız kalınca etrafı incelemeye başladım. Boğazım feci halde kuruydu. Masada duran suya uzanmak istedim önce ama uzakta olduğunu idrak edince vazgeçtim. Olanlar film şeridi gibi gözümün önünden geçerken başıma giren sancıyla gözlerimi kapadım. En son Mahmut şerefsizinin silahından çıkan kurşunla yaralanmıştım. Yolda arabayı süremeyince Rüveyda'ya devretmiştim. Yapabileceğinden şüpheliydim, hatta bir ara tüm umutlarım tükenmişti ama demek ki başarabilmiş. Hastahaneye yetiştirmiş beni. Peki ne zamandandır buradayız biz acaba?

- Gelin bakın hemen, uyandı. Çok şükür uyandı doktor bey.

Rüveyda hâlâ tatlı telaşını sürdürüyordu. Benim için böyle telaşlanması şu halimle bile kalbimde bir kuş sürüsünün göç edişi gibi bir çoşku yaratıyordu.

- Günaydın Kerim Bey, nasıl hissediyorsunuz kendinizi?

- Bedenen dinlenmekten yorulmuş gibi , ruhen iyi hissediyorum.

- Güzel, şimdi bir muayene edelim bakalım sizi.

Gözüme tuttuğu ışıkla refleks olarak geri çekildim. Ateşimi de ölçüp ameliyat dikişlerimi kontrol ettikten sonra gülümsedi.

- Gayet iyi görünüyorsunuz. Zaten yaranız çok derin değildi ama uzun süre kanama durmadığı için çok kan kaybetmiştiniz. Bu da durumunuzu ciddileştirmişti. Neyse ki şimdi daha iyisiniz.

Boğazım hala çok ağrıyordu. Rüveyda kendi kendine şükür duaları edip elini yüzüne sürmeye devam ederken yine gülümseyip doktora döndüm.

- Su içmemde bir sakınca var mı? Boğazım çok kurumuş sanırım, ağrıyor da.

Konuşurken boğazımdan kan geliyordu sanki, çok zorlanıyordum.

- Normaldir, iki gündür uyuyorsunuz. Tabi ki içebilirsiniz.

Doktor bana su vermesi için bakışlarını Rüveyda'ya çevirdiğinde o hâlâ gözlerini kapatmış ellerini açmış kısık sesle bir şeyler okuyordu. Bizi duymamıştı sanırım. Doktorun boğazını temizlemesiyle hemen gözlerini açıp şaşkın şaşkın doktora baktı.

AŞKIN ÖRTÜSÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin