- 43 - VUSLAT

2K 167 118
                                    

Selamün aleyküm cankuşkar. Yorumlarınızı dikkate alarak hikayenin akışını değiştiriyorum. Umarım beğenirsiniz. Ha bu arada, tek ümidim beğenerek okumanız. Yazarken hissettiğim duyguları hissetmeniz... Yani artık oy ya da yorum istemeyeceğim sizden :) Bölümü beğenenler oy verir zaten, yorumunu belli etmek isteyenler de istemeyenler kadar özgür. Her şey gönlünüzce olsun inşAllah.

Bu arada, söylemek istediğim bir şey daha var. Yeni bir hikaye yazmaya başladım. Adı "DİLBER" ... İlk bölümünü birkaç güne kadar yayınlayacağım inşallah. Bir bakarsanız sevinirim. Beğenirseniz de desteklerinizi beklerim😊
Selametle... 💜

cikonella
umutdilencisi 💛
seymaklc28 💚
nazliozplt44 💙
NezihYasam 💜
asln_btl
fatma123z 💛
zynp907 💚
beyzasema112 💙
LeAmruke
zarife1606 💛
RecepGUZEL5 💜
Erzurumuz 💚

Atladıklarım olabilir , kusura bakmasınlar lütfen. Yorumda belli ederseniz sevinirim :)

Güneş tüm yakıcılığını sergilerken güne, ellerini gözlerine süper ederek yatakta kımıldandı Kerim. Yavaş yavaş gözlerini ovarak yüzünü güneşe ters yüne çevirdi. Ve güneşten daha aydınlık ama insanın gözünü incitmeyen bir ışıltıyla karşılaştı. Bal rengi saçlar... O an günü, güneşi, geceyi, karanlık kuyuları ve hatta tüm zaman kısıtlamalarını unutup gülümsedi genç adam. Kalbinin tüm odacıklarını dolaşıp her girdiği odacığa bir renk bırakarak tam bir renk cümbüşüne bürüyen bir huzur doldu nefesine saçlarını koklarken. Rengarenk çiçekler açtı yamalı kalbinde. Geceler güne dönerken, günler gülistana döndü sanki.

Bu anın hiç bitmemesini istese de sınırsızca özlediği annesine kavuşmak için yataktan doğruldu Kerim. Banyoya girip hızlı bir duş aldıktan sonra üzerine siyah bir tişört ve mavi keten pantolonunu giyerek tekrar odaya döndü. Rüveyda'yı yatakta göremeyince kalbindeki bahçeden bir gül koparıldı sanki izinsizce. Saçlarını havluyla kurutmaya devam ederken yatak odasından çıkıp mutfağa adımladı.

Rüveyda pembe sabahlığını giymiş , saçlarını gevşek bir şekilde örmüş kahvaltı hazırlıyordu. Yarım açık olan pencereden içeri giren esintiler sanki efil efil Kerim'in ciğerlerinde esiyordu. Mis gibi havayı içine çekerek mutfağa girdi Kerim. Elindeki havluyu omuzunda bırakıp karısının yanına gitti. Rüveyda özenle doğradığı salatalıklara öyle bir dalmıştı ki aniden yanında hissettiği bedenle irkildi. Kafasını doğradığı salatalıktan kaldırıp Kerim'e baktığında kalbi yine hızlanmaya başladı. Tamam, gözleri mavi olduğu için mavi ona çok yakışıyordu. Peki bu siyah da nereden çıkmıştı şimdi? Nasıl olurdu da yine gözlerinde odaklardı gözlerini bu siyah tişört?

- Günaydın bal şerbeti.

- Gü... Günaydın.

Kerim şaşkın karısının yanağına küçük bir buse kondurarak daha da şaşkın bir hâle gelmesine sebep oldu. Rüveyda bu anın etkisinde takıla dursun, Kerim kaynayan suyu ocaktan alıp demlemeye başlamıştı bile. Kerim çayı demleyip çayları doldurmaya başladığında Rüveyda kendine gelerek hazırladıklarını masaya dizdi hızlıca.

AŞKIN ÖRTÜSÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin