YP 2 / BÖLÜM / 41

Mulai dari awal
                                    

Gerekli talimatı verdikten sonra odaya götürüp beni yatağa attı.

"Uf, otuz sekiz beden olduğunu anlamalıydım, çok ağırlaşmışsın."dedi beni kaldırdığı omuzunu ileri geri hareket ettirmeye çalışarak.

Taş yok mu taş?

Elime geçen ilk yastığı fırlattım.

"Hain, senin çocukların yüzünden aldım o kiloyu."yatağın köşesinde oturur pozisyonundayken yanıma geldi, eğildi ve ellerini iki yanıma koyup yüzüme yaklaştı.

"Ha yani senin çocukların değil?"dedi sırıtarak.

Omuz silktim.

"Bak böyle naz yaparsan, tek çocuğum bunlar olmayacak."

"O konuda eminim zaten, o cepte."diye mırıldandım.

"Ne? Anlamadım."

"Diyorum ki Ekin bey teklifi geri çekmiş neden acaba?"

"Bilmem onu dövtükten sonra bizimle tüm bağlantıları kesmek konusunda kararlı durdu."

"Sen dövdükten sonra mı ben tehdit ettikten sonra mı acaba..."diye mırıldandım.

"Bak Ayza, bu gün çok fazla mırıldanıyorsun ve bir şeyler saklıyorsun. Benim bilmediğim ne var?"

Biraz durdum. Şimdi şu anda anlatmalı mıydım? Tabi ki de hayır, uygun bir zamanda kibar bir dille anlattırmalıydım.

Şimdi konuşmak yerine gelen mayoyu giyip Aras'ı başımdan savuşturdum ve çocuklarımla yüzmeye denize gittim.

Gerçi her biri ayrı bir korumanın kollarında yüzüyordu ama olsundu, ben onları görsemde bana yeterdi. Denizde hepsini ayrı ayrı kucağıma alıp saatlerce yüzdüm. Özellikle Sibel, hiç rahat durmuyor ben ikizlerdene birini kucağıma aldığımda Cihat'ın veya Aras'ın kollarından çıkıp bana doğru çırpınmaya çalışıyor onları kıskanıyordu.

Denizden geldikten sonra kemerde ki otelimize geçip duşumuzu aldık ve kurulandık. Çocuklar deniz yorgunluğuyla uyuya kalırken, ben Aras'la nerede ve nasıl konuşmam gerektiğini planlıyordum.

"Ayza duyuyor musun beni?"

Bir an irkildim.

"Efendim, bir şey mi dedin?"

"Bu gün çok dalgınsın ve bu hallerin hoşuma gitmiyor."dedi tehdit edercesine.

Gözlerimi devirip yatağa uzandım.

"Akşam baş başa bir yemek yiyelim iyi gelir diyordum ama belli ki bu gün her şey için hevessiz ve yorgunsun."dedi.

"Aynen."deyip kafamı salladığımda bir an durdum. Bu konuşmak için güzel fırsattı. Yatakta aniden doğruldum ve kafamın üzerinde yanan hayali edison ampulünü elimle savuşturup Aras'a döndüm.

"Yani aynen derken, iyi gelir kısmına aynen dedim. Hadi yiyelim."

Döndü ve gerçekten mi bakışlarını yolladı tşörtünü üzerine geçirirken.

"Evet, yiyelim. Hem çok acıktım, çocuklar da uyudu, korumalar da kapıda, zaten korumaların bir çoğu mama yapmayı da öğrendi."

Tıslayarak gülümsedi.

"Koskoca Aras Kılıç'ın korumalarının mama yapmayı bilmesi ayrı bir trajedi."

"Hadi, rezarvasyon yaptır, bende hazırlanayım."dedim yataktan çıkıp koşar adım banyoya giderken.

Beş dakikalık bir makyaj senfonisinin ardından banyodan çıktım. Çıktığımda ortalıklarda Aras görünmüyordu. Masanın üzerine bir not ve bir de elbise bırakmıştı.

YENİ PATRONUM 2Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang