10. Bölüm

8.6K 848 300
                                    

Selamunaleykum canlar.

Güzel Okumalar... ❤❤❤

İnsanlar ikiye ayrılır:

1-Herşeyi muhakkak bilmek zorunda olduklarını düşünen meraklılar.

2-Etliğe sütlüğe karışmayan meraksızlar.

Ben ikinci kısma giriyorum bu ayrımda. 'Erkek adam zaten meraklı mı olur canım?' diye düşünmeyin. Herşeyi en ince detayına kadar bilmek isteyen, üzerine bir de muhabbetini döndüren çok adam gördüm. Hani şu erkekler az ve öz konuşur, kadınlar çok konuşur olayı varya, o tam kulaktan dolma bilgi. Olayı didik didik edip sinirden kulaklarınızdan duman çıkmasını sağlayan erkekler var. Ve benim onlara denk gelmiş olmam büyük bahtsızlık gerçekten.

Kafa dinlemek isteyen insanların kendileri gibi insanlarla eşleştiği bir ütopya yok mu sahi?

"Ne var ne yok Erti başkan?"

Hani Cuma günü eve gelip misler gibi uyumayı, ertesi günün cumartesi oluşunun keyfini çıkarmak isteyenler vardı ya. Onlar avuçlarını yalamak zorunda kaldı. Çünkü evinizde Yiğit ve Yağız kardeşler varsa huzur kelimesi eksik kalır. Şirinler köyünü basıp ortalığı ayağa kaldıran Azman ve Gargamel gibiydiler.

"Beyler çok yoruldum, haftasonu boyunca uyumak istiyorum. Ben sizi odamdan kovup çirkinleşmeden siz gider misiniz?"

"Aaaaa," deyip sadece kapıdan başını uzatıp selam veren Yağız içeriye girdi. Ardından da Yiğit. Zaten neden ayrı takılsınlar değil mi? Adamlar beraber doğdu, eğitim hayatında beraberdi, işte beraberler. Birde çifte düğün yaptık mı, tamamdır.

Allah'ım. Ne olur benden önce evlensinler de şu evdeki rahatlık yüzdem 0'dan 20'ye falan yükselsin. Kendim için etmiyorum  bu duayı. Sırf canım ağabeylerimin mutluluğu için.

"Hal hatır sormak da ayıp oldu. Ne kötü. Yeni nesil bu kıymet bilmez öğretmenin ellerinde yetişiyor. Çok yazık çok."

Acaba yine hangi kıyafetimi istemeye geldiler? Hayır, normal insanlar yağcılık yapıp güzel sözlerle bunu başarıyorlar. Bizimkiler ise ters psikoloji uyguluyorlar. Güzel güzel istese bile vermeyeceğim zaten ancak konumuz bu değil.

Muhteşem bir gün geçirmişim. Bunun keyfini tüm hafta sonu yaşayabilecek seviyede enerjiye sahibim. Ancak bu enerjim şu ikili yüzünden dakikalar içersinde emilebilir. Ruh emici misiniz mübarek? Onların bile özel hayata saygıları vardı, evlere girmezlerdi.

En iyisi ölü taklidi yapmaktı belki de. O zaman sessizce odamdan çıkabilirlerdi. Sonuçta bizimkiler kendilerine karşılık verilmesini severlerdi. Ben karşılık verdikçe olay büyür, onlar keyif alırken bende sinirden dört köşe olurdum.

4 kardeşim var ama tek çocuğum aslında. Herkes bana oynuyor.

Tam ölü taklidi planımı hayata geçirecekken telefonumun çaldığını duydum. Çalması ile Yağız'ın açması bir oldu. O efendim derken karşıdan Furkan'ın, "Kardeşim ne oldu senin Leyla meselesi, öğretmenliğe başladı mı sizin orada?" sözlerini duydum.

Furkan'ın hoparlöre ihtiyacı asla yoktu.

Ve o da özel hayata pat diye kapı çalmadan girenlerdendi. Bari sen benim yanımda dursaydın Furkan kardeş.

"Neymiş o Leyla meselesi?" derken Yağız'ın ağzı kulaklarındaydı. Yiğit'te yanına gelmiş, ikiside kulaklarını telefona dayamıştı. Daha ne kadar sürecek ki benim çilem?

"Erti sen misin?" Telefonun hoparlörünü açmışlardı ve ses şimdi tüm odada yankılanıyordu.

"Yok kardeşim, ben Hakk'ın rahmetine kavuştum artık gidecek başka bir yerim kalmamıştı en iyisi O'na kavuşmak dedim. Telefonumu da ikizlere verdim benim işlerle onlar ilgilensin diye."

Bir Leyla HikayesiWhere stories live. Discover now