FİNAL

8.6K 763 246
                                    

Sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir.

Bazen küçük bir an için ömür bile verilir.



Selamunaleykum canlar. ❤❤❤

Güzel Okumalar... ❤❤❤


DÖRT YIL SONRA



"Duru, Berrak gelin buraya kızlar, haydi!"

İkiz babası olduğunuz zaman her şey iki katına çıkıyordu. Her şeyden iki kez düşünüyordunuz, iki tane alıyordunuz. Baba olmanın muhteşem hissi iki katına çıkıyordu ancak en kötüsü iki kat fazla yoruluyordunuz.

Ancak anaokulu öğretmeni Ertuğrul Zeybek'i böyle şeyler yormazdı. Çünkü hayatı boyunca çocuklar ve ikizlerle ilgilenmiş bir adamdı o. Ve akıl sağlığı o kadar yerindeydi ki kendisinden üçüncü tekil şahıs olarak bahsediyordu.

Ne üzücü.

Ellerimde külotlu çoraplar ve elbiseler ile kızları bekliyordum. Kızlarımı. İkiz evlatlarım olmasın diye çok dualar etmiştim ancak iyi ki kabul olmamıştı. Evlat sahibi olmak dünyanın en güzel şeyiydi. İki tane kız çocuk sahibi olmak ise en sevdiğiniz çizgi filme denk geldiğiniz o cumartesi sabahları gibiydi. Sevdiğim kadın hem kendisine hem de bana ömrüm boyunca kalbimde taşıyacağım ve taşımaktan asla bıkmayacağım iki tane hediye vermişti.

Annemin bunca yıl bıkmadan usanmadan ikizleri nasıl bu kadar çok sevdiğini anlamıştım.

Kızların sesleri bana doğru yaklaşınca zafere ulaştığımı hissedercesine gülümsedim. Eğer kızları giydirmeyi başarırsam açılışını yapacağımız okulumuza gidecektik. Kendi anaokulumu açmak yıllardır hayalini kurduğum bir şeydi. Öğrencilik zamanlarından beri bunu düşünüyordum ve para biriktiriyordum. Sonra Leyla ile tanıştığımda ikimizin ortak hayali olmuştu bu. Ve aradan geçen dört yılın sonunda bugün hayalimiz sonuca ulaşacaktı.

"Baba, baba, baba, baba," diye bağırarak koridordan bana doğru koşan Duru ile Berrak'a baktım. İsimleri tamamıyla Leyla'nın seçimiydi. Bana kalsa birbiriyle uyumsuz isimler seçerdim. İkiz diye illa ki çocuklara uyumlu isim seçilmesine karşıydım. Hamilelik döneminde isim konusunu konuşmaya çok zamanımız olmuştu. Leyla her gün kitapları karıştırıyordu. İstediği ismi seçmesi dokuz ayı bulmuştu. Son günlerinde gelip bana Duru ile Berrak ismini beğendiğini söylemişti. Ondan gelen her şey güzeldi, kesin yargılarımı yıkmaya değerdi. Cefasını o çektiği için severek isimleri kabul etmiştim.

Berrak "Annem nerede?" diye sorunca ona döndüm. Elsa'lı pijaması ile karşımda duruyordu. Duru ise en sevdiği karakter olan Olaf'ın pijamasını giymişti. Prenseslerden ziyade yan karakterleri daha çok seviyordu. İkisinin de saçları dağılmıştı. Muhtemelen kavga etmişlerdi. Berrak'ın yüzü asıktı, Duru ise elindeki pembe elbise ile bana gülümsüyordu.

Baba olmak dedektiflik becerilerimin artmasına sebep olmuştu.

"Anneniz okula gitti kızlar. Eğer elbiselerinizi seçtiyseniz hazırlanıp yanına gideceğiz."

Berrak ellerini kavuşturup dudaklarını büzdü. "Ama ben pembe elbiseyi giyecektim ama Duru aldı. Ben ne giyeceğim babacığım?" dedi. Ağlamaya hazır bir halde bana bakıyordu.

Sevgili evlatlarım. Dram yaratmak için bundan başka bir gün seçemez miydiniz?

"Canım kızım," dediğimde Duru elini kaldırıp, "Bir dakika babacığım," deyip önüme geçti. Bir bana bir Berrak'a bakıyordu. Sonra elindeki elbiseyi Berrak'a uzattı. "Eğer Berrak elbiseyi o kadar çok giymek istiyorsa ben ona verebilirim," dedi.

Bir Leyla HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin