21. Bölüm

6.1K 624 151
                                    


Selamunaleykum canlar.

Güzel Okumalar... ❤❤❤

Bir insana onu sevdiğini nasıl söylersin? Karşındakini tedirgin etmeden ya da komik olmadan nasıl yapılır ki? Daha önce hiç böyle bir şey yapmadım ve acemiliğim suratıma bir tokat gibi vuruyor. Tabi, böyle bir konuda deneyim sahibi bir adam olmak istemezdim ancak yine de ufaktan bir şeyler bilseydim gerçekten iyi olabilirdi.

Kafamda dönüp duran tilkileri görseniz benim için bir parça olsa bile üzülebilirdiniz. Bir haftadır Leyla'nın kalbine gidecek yollar için araştırmalar yapıyordum. Öyle Google'a yazınca çıkacak bir şey de değildi bu. Ya da navigasyona adresi yazınca 'Rota Oluşturuldu.' diye bir ses duyamıyordunuz. Bu tamamiyle soyut bir yoldu ve onu bulmak için kafamda bir sürü plan dönüp duruyordu.

Bu planlar arasında geçen günki gibi direk Leyla'ya söylemek de, araya tanıdık birini sokarak her şeyi anlattırmakta vardı. Tabi bu bir iş başvurusu olmadığı için o ihtimali direk eledim. Yüz yüze olan konuşmadan da önceden vazgeçtiğim için elimde hiçbir seçenek kalmamıştı. Tabi mektup yazmak seçenek olarak kabul edilmiyorsa.

Evet, belki çok nostaljik bir seçenek ama aklımda bütün düşüncelerimi mektuba yazıp Leyla'ya vermek var. Biliyorum, bu tarz şeyler çok eskide kaldı ancak şu an bana en mantıklı gözüken fikir bu. Bir şekilde ona ulaşmam gerekiyor ve mektup hala bir ulaşım aracı olarak sayılıyorsa bence bu yol üzerinden gidebiliriz.

Belki hoşuna bile gidebilir, kimbilir.

Fikri bulmuştum ancak ortada neon ışıkları ile yanıp sönen kocaman iki tane problem vardı. Nasıl yazacağım ve ne yazacağım? Öyle bir anda cümleye başlayıp, 'Sevgili Leyla. Kalbin kadar temiz bu beyaz sayfayı bana ayırdığın için çok teşekkür ederim,' diyemezdim. İlkokulda anı defteri doldurmuyordum sonuçta. Mektubun komik değil de romantik ve içten olması için ufak bir araştırma yapmam gerekiyordu. Bu nedenle kızların odasına girdim. Onların kesin romantikli kitapları vardı. Belki oradan bir şeyler kapabilirdim.

Tarihte yazılan bütün aşk mektupları bir şeylerden ve birilerinden yardım alınarak yazılmıştı değil mi? Bu zorluğu çeken tek kişi ben olamazdım. Google'da 'Aşk mektubu nasıl yazılır?' diye de aratamayacağım için kitaplara ufaktan bakmak mantıklı olabilirdi. Sadece birazcık yardım alacaktım. Aşk kitapları okumazdım. Çok benlik değillerdi, yoksa yazana da yaşayana da büyük saygım vardır. Ben daha ufacık biraz aşk mektubu bile yazamıyorken onlar direk kitabını yazıyordu.

Tamam, bende kitap okuyordum ama korku ve aksiyon okumayı severim. Aşk mektubu için Dan Brown ya da Stephen King'in bana bir faydası dokunmayacağı için ikizlerin kitaplığı bana yardımcı olacaktı.

Normal zamanlarda kızların odasından olabildiğince uzak dururdum. Zaten onlar da beni odalarında düzenledikleri çay partilerine davet etmeyi bırakalı on beş yılı geçmişti. Evet, muhteşem abiliğim o zamanlar başlamıştı. Kızların oyunlarının yarım kalmasını istemediğim ve daha o yaşlarda sorumluluk sahibi bir erkek kardeş olarak anneme yardım edeceğim düşüncesi beni bir kahraman gibi hissettiriyordu. Eh, Örümcek adam olarak her zaman şehri kötü adamlardan kurtarmak yetmiyordu. Bazen de kız kardeşlerinizin çay partilerine katılmanız gerekiyordu.

Kızların odasında isminde aşk geçen bir sürü kitap vardı. Tek tek incelemeye bile gerek duymadan odadan çıktım. Yazılmış onca aşk kitaplarını düşünürken aklımda şöyle bir düşünce belirmişti; Benim hislerimi başka birinin yazdığı kelimeler açıklayamazdı. Açıklamış gibi yapardı. Evet, hislerimi anlatırken birilerinden alıntı yapabilirdim belki ancak bu onların kalbinden kopup geldiği için tam anlamıyla beni yansıtmazdı.

Bir Leyla HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin