Selamunaleykum canlar. ❤
Güzel Okumalar... ❤❤❤
İnsan hayatında bazen duraklama dönemine girer. Yeni hiçbir şey olmaz, farklı şeyler yapmak için enerji toplamanız gerekir. Ya da sevdiğiniz kıza çiçek vermekten daha fazlasını yapabilmek için güce ihtiyacınız duyarsınız. İşte tam bir ay önce dünya için çok küçük ama benim için büyük olan bu eylemi gerçekleştirmiş ve hiç beklemediğim bir anda Leyla'ya çiçek vermiştim. Hemde bir değil üç taneydi. Bazen hayat "Haydi koçum" diyor, sizde arkanıza bakmadan koşuyordunuz.
Gönül isterdi ki tanıştığımız her gün için ona bir tane karanfil hediye edeyim ancak bu durum şimdilik ihtimaller dahilinde değildi. Ancak gelecek güzel günler için umut her daim vardı. Bu, ben dünyanın en romantik adamıyım olayı değildi. Sadece ona istediği zaman çiçek alabilen adam olma isteğiydi.
Allah büyük, umut kesilmez.
İşte bu bir ay kafamın içinde dönüp dolaşan şeylerle geçip durdu. Yine hergün Leyla'yı görmek için şartları uygun hale getirdim, onun çıkışını kollayıp ayaküstü laflamak için fırsat kolladım. Böylelikle anaokulu öğretmenliği dışında birçok özelliğimi de keşfetmiş oldum. Mesela gizli bir ajan olabilirmişim hatta bu iş için biçilmiş bir kaftanmışım. Onca iş ve onca çocuk arasında Leyla'yla karşılaşma işini de ayarlayabiliyordum.
Çocukları idare edebilen bir erkeğin her işin üstesinden gelebileceğini düşünüyorsunuz değil mi? O iş o kadar kolay olsaydı dünya benim için çok daha güzel bir yer olabilirdi.
Mesela perde asmak asla beceremediğim birşeydir. 'Sen niye perde asıyorsun?' diye düşündüğünüzü biliyorum ancak evde Sultanların Sultanının olduğunu unutuyorsunuz. Beni on tane çocukla aynı odaya koyun, saatlerce usanmadan onları eğlendirebilirim. Ancak perde asmak benim için ölümdü. Evdeki en uzun boylu insan olmak gibi bir kusurum vardı. Küçükken basketbolda oynamamıştım ancak annem bizi o kadar sağlıklı beslerdi ki boyum uzamamış olsaydı şaşırırdım. İlkokulda hergün suluğumda farklı bir ev yapımı meyve suyu olurdu. Böyle bir kadındı Sultan Sultan. Ve bize karşı ne kadar titizse evine karşı da öyleydi. Tamam, evinin temiz olmasını istemesi çok normal ancak insan ayda bir perde yıkar mı Allah aşkına? Anneme internetten perdelerin üç ayda bir yıkanması gerektiğine dair bir yazı açıp göstermiştim ama bana mısın dememişti. 'Onlar pasaklıysa ben ne yapayım,' diyerek asmam için elime tutuşturmuştu perdeleri. Düşünün, internete 'Perde ne sıklıkta yıkanmalıdır?' diye yazacak kadar çaresiz kalmıştım.
Ertuğrul Zeybek olarak katlanmam gereken bir diğer zorlukta buydu.
Ömrümün sonuna kadar Leyla ile aynı okulda öğretmenlik yapıp uzaktan onunla ilgili hayaller kurabilirdim ancak durumumun 'Nikahına beni çağır sevgilim' moduna gelmesinden korkuyordum. Leyla çok güzel, çok asil bir kızdı ve bunu sadece ben farketmiş olamazdım. Bu fikir beni çileden çıkartsa bile diyecek hiçbir sözüm yoktu. Bu süreçte kendimde farkettiğim bir başka detay ise kıskanç oluşumdu. Hayatımın hiçbir döneminde kıskançlık yapmayan bir adam olmuştum ancak şimdi henüz olmamış bir şeyi kıskanır haldeydim. Allah bana sabır, selamet versin. Kendimle nasıl başa çıkacağım hakkında hiçbir fikrim yok.
Anlayacağınız mutlu bir çıkmazdaydım. Ve o çıkmazda yine nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde Leyla ile sınıfımın ortak etkinlik yapmasına sebep olmuştum. Kader ağlarını örüyor ve yeteneğimle birlikte muhteşem işlere imza atıyorlardı.
"Çocuklar şimdi hep birlikte çok güzel bir etkinlik yapacağız." Tüm sınıf ve ben Leyla'yı dinliyorduk. Şuan sınıftaki öğrencilerden farkım yoktu. Küçük masalarında etrafında heyecanlı yüzlerle Leyla'yı izliyorlardı. Bende yanlarına oturmuştum. Bulunduğum yerde o kadar dalmıştım ki Leyla'nın kaş göz yapmasını zar zor farkedip oturduğum minik sandalyeden kalkıp onun yanına gittim. Bu durum bana çok keyif vermişti. Sanki Leyla'nın benden istediği şeyi unutmuştum da Leyla beni azarlıyordu. Ne kadar ufak şeylerle mutlu olduğumu görüyorsunuz değil mi?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Leyla Hikayesi
HumorHer hikayenin başladığı yerden başladık bizde. Ama her hikaye gibi farklı yollarda ilerledik, bambaşka olduk. Yer geldi karnımız ağrıyana kadar güldük, yeri geldi ''Arkadaş bu neydi şimdi?" dedik. Anlatacağım hepsini sırayla. He bu arada ben Ertuğr...