{28}

1.7K 117 54
                                    

    writerladyy kısa zamanda tanışsam da çok sevdiğim canıma. Bu bölümü sürpriz olarak ona ithaf ettim. İyiki tanımışım.

  tanıtım videosunu sizler için yayımladım. Video için sonsuz teşekkürlerWattpadKapakYapmlar muhteşem videolarını bize sunduğun için. Bu ilk video ve fikirleriniz önemli.

Ayrıca yeni kapak içinbitterQueen- sonsuz teşekkürler bu muhteşem kapak için

Ve size bi hikaye önermek istiyorum. Emin olun ki seçerek okuyacağınız bi hikaye olucak. Yazarı aynura_srk olan " MİRA" hikayesi bence hepinizin hoşuna gidicek ve severek okuyucaksiniz. Hikaye insanı sürüklüyor ve merak edeceğiniz bölümler oluyor. Linki bırakıyorum okuyup destek olalım yazar arkadaşımıza http://my.w.tt/UiNb/LpA6JD2loD

Her konuşmak isteyişinde, Ona bakıp susmaktır AŞK…

"Züleyha!"

Züleyha duyduklarına inanmak istemiyordu, gözlerinden yaşlar çoktan akmaya başlamıştı bile. Mehmet onun adını acıyla çağırsa da o kulaklarını tutmuş geriye doğru adımlarını atıyordu. Şu dünyada hiç kimseye güvenmezken Mehmete güvenmiş, ona sığınmıştı ama o da onu sırtından bıçaklamıştı. Kendini artık tamamen kullanılmış hiss ediyordu. Nereye adım atarsa hepsinde düşüyordu, hayat hiç bi zaman onu yükseklere kaldırmamış, hep düşürmüştü. Kalbi acıyordu artık yaşadıkları acıya dönüşmüş, her zerresine kadar yaralamıştı onu... Şimdi ise güvendiği sığındığı adam onu vurmuştu. Düşündü artık kim kaldı ? diye düşündü. Hiç kimse güveneceği sığınacağı hiç kimsesi kalmamıştı. Eylül zaten onun gibi kız, ona yardım edemezdi. Ateş, sözde kocası olan adam ona daha bi "seviyorum" bile söylememişken, bebekden sonra iyi koca rolünü çok iyi oynamıştı. En azından o böyle sanıyordu ama bilseydi ki kocası ona ne kadar aşık meğer, hiç ondan vazgeçermiydi , hiç bırakırmıydı onu?!, asla bırakmazdı. Şimdi de dost dediği adam ona oyun oynamıştı. Ayaklarının üzerinde duramıyordu, yorulmuştu, ruhen yorulmuştu. Bu dünyada acıyı son zerresine kadar yaşamıştı, 20 yaşındayken saçlarına kader ağları yansımış, ruhu tükenmişti.

Mehmet Züleyhaya sesleniyor ama o sanki duymuyordu. Kulaklarını elleriyle kapatmış ağlıyordu sadece. Kriz geçirmiş gibiydi. Mehmet kendine küfürler savurarak onu kendine getirmeye çalışıyordu.

"Züleyha"

"Züleyha kendine gel!"

Yaklaşıp kolundan tutmak isterken Züleyha "Dokunma bana!" diye bağırdı. Mehmet ellerini kaldırıp "tamam sakin ol dokunmuyorum ama lütfen dinle"

"Neyi dinliycem ha söylesene neyi dinliycem?!. Beni nasıl kandırdığınızı mı?! Arkamdan oynadığın oyunları mi, beni yerden yere vurmanı mı yoksa düşmanımla bir olup beni aptal yerine koymanı mı, bunca zamandır beni kandırmanı mı ha hangisini dinliycem?!" bağıra çağıra söyledikleri kelimeler dudaklarından dökülüyordu.

"Hayır onu değil onları değil. Biliyormusun neyi! dur söyleyeyim neyi!" artık Mehmet de bağırıyordu.

"Seni deliler gibi sevdiğimi, sana aşık olduğumu , her şeye rağmen her zaman yanında olduğumu, o adamın seni ben kadar sevmediğini, bebeğine bile baba olacak kadar sana aşık olmamı dinlemelisin " sonra sesini biraz alçaltarak;

"Adı sevdaysa bu cehennemin.... Sen yaktında ben yanmadım,
Bütün acılarına yeşil ışık yaktım da olmadı, bütün korkularına arka çıktım olmadı, sevdim olmadı , yandım olmadı , tapdım olmadı , benden artık pes!
Nasılsa gidiyorsun, biliyorum git ama ardında ağlayan bi çift göz , paramparça bir yürek bırakıp da gittiğini unutma!
Sen özledin mi hiç, ben özledim mesela hemde her gün, her gece özledim, hiç sıkılmadım, hiç usanmadan özledim , gündüz gördüm gece özledim ve sevdim ben Züleyha hemde çok sevdim. Hem sevdim, hem özledim"

SONUM (TAMAMLANDI, DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now