{2}

8.5K 320 259
                                    

             " DÜZENLENMİŞTİR"

Medya: ZÜLEYHA

Hayat bize her zaman türlü-türlü oyunlar oynar. Biz ise her defasında diğer bi seviyede neler olacağını bilmeden irelileriz. Her defa adını tesadüf koyar üzerinden geçeriz ama bilmiyoruz ki tesadüf diye bir şey aslında yoktur. Olması gereken olucak ve yaşanması gereken yaşanacak. Sabr yolumuza saçılan tek ışık, umut onun pilidir. Ben umuda tutunarak sabr ediyorum acılarıma. Gözlerimden akan yaşlar değil, acılarım!

Acıyı sevmek olur mu?!

Ben sevip-sevmediğimi bilmem ama alıştım!...

Yavaş-yavaş masaya doğru ireliledim, ellerim titriyordu. Masaya kadar az olan mesafe bana up-uzun bir yol gibi geliyordu. "Naapsam geri mi dönsem" diye kara-kara düşünüyordum. Ama kendimi teselli eden cümlelerim her sey zamanki gibi hazırdı. Hala dönme şansım var.
"Yok canım daha neler. Amma abarttın Züleyha sanki adam seni yiyecek. Sevgili falan olup ayrılmadın ya sadece küçük kaza ve tesadüfle karşılaştın. "
İç sesimi dinleyerek biraz daha ireliledim ve masanın önünde durdum. Başı bir şeylere karışık olduğundan ilk beni fark etmedi. Üzerine giydiği siyah kostümüyle can alıcı gözüküyordu. Kahverengi gözlerinin içi gülüyordu ama derinlerde bir yerlerde sanki hüznün kırıntıları vardı. Karşısında oturan kadın bir şeyler söylüyordu ve o da kadını dinliyordu. Ama sanki bıkmış gibi bir hali vardı.

Masaya yaklaştığımda sakin davranmaya çalışıyordum. Belki de beni tanımazdı. Derinden nefes aldım ve siparişleri istedim.

---"merhaba hoş geldiniz efendim, ne alırdınız?" adam başını kaldırmadan "sert bir kahve alıyım" dedi. Yanındaki kadına döndüm. Kim olduğunu pek umursamadığımdan kıza "ne alırsınız?" diye sorduğumda kız bana tiksinircesine baktıktan sonra" bi meyve suyu alırım" dedi adama dönerek. "Hemen efendim"  değip mutfağa döndüm. Beni fark etmemişti bile ve bu biraz omuzlarımın düşmesine neden olmadı değil açıkçası. Ama bence böylesi daha iyiydi. En azından benim için.
Aman be Züleyha ne yapmalıydı seni bağrına mı basmalıydı ve ya aaa ne iyi yaptın da arabamla çarptım, ne hoş tesadüf falan mı diyeceğini sandın?!. Adam belkide bi daha seni görmemek için ne yeminler etmiş, tövbe-tövbe. Ah Eylül bunları kafama sokan sensin.

"Zuzu, zuzu hey ZUZU" o kadar iç sesimle konuşmaya dalmıştım ki, Mertin bana seslenmesini bile duyamıyordum.

"Ha efendim Mert niye bağırıyorsun?"

"Ya kızım dalıp gitmişsin bi şey mi oldu? "

"Ha..hayır bi şey falan olmadı öylesine dalmışım sadece."

"İyi tamam al siparişler hazır"

Merte "tamam" değip siparişleri sehpaya koyup müşteriler olan hisseye doğru ireliledim. Lanet olsun ki, ellerim ve ayaklarım hala titriyordu.

"Bu..buyurun efendim"
Ah lanet olsun sesim neden titriyor peki?!
Ve o an olan oldu. Sonunda Ateş bana baktı ve gözlerimiz aniden birleşti. Ateşin gözleri gözlerime kitlenmişti ve benimkide aynen onun gözlerine.  Biraz sonra onun sesiyle irkildim, lanet olsun adama ona bakan sürtük kızmışım gibi yakalanmıştım. ah Züleyha ah!

"hey siz?!
ne hoş tesadüf nasılsınız?"

Ya-ya hemde ne hoş. Ya adam bana çarpmış ardından ona burda servis ediyorum hala ne hoş tesadüf diyo yaa.

"ya evet merhaba iyiyim teşekkür ederim. Evet ne kadar hoş tesadüfse artık."
ah Züleyha sakin ol git-gide iyice saçmalıyorsun o ne kelime ya.

SONUM (TAMAMLANDI, DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin