{1}

15K 463 473
                                    

Merhaba arkadaşlar, hikayeme hoş geldiniz. Eğer bu hikayeyi seçtiysen sende acının ve Aşkın ne olduğunu biliyorsundur. Eğer bilmiyorsan birlikte keşf edeceğiz.

Şimdi sizden ricam buraya hikayeyi okumaya başlama tarihini ve saatini yazmanız:) bitirdiyinizde de belirtirseniz sevinirim.

Ve bana destek olup bol bol yorum yaparsanız mutlu edersiniz beni. Unutmayın ki her işte emek vardır:)

Sizleri çok seviyorum. Eleştiriğe açığım ama küfür ve hakaret asla! Ve gerekeni yapacağımdan da emin ola bilirsiniz.

Son olarak hikayeme destek olduğun için teşekkürler güzel okur:)

İyi okumalar....

Düzenlenmiştir!

Aşk neydi?
Kimseyi bilmem ama benim için aşk uğruna ölüne bilen sevgiliydi..

Her ona baktığında yüzünde güller açmalı, gözlerinin içi parlamalı, en basit sözcüğü bile sende anlam kazanmalıydı.

Her yüreği azıcık hızlı atan kendini aşık sanar bu dünyada. Ama en ufak bir üzüntüde kendisini geriye çeker. Sonra bir başkası için tekrar atar kalbi. Ona satırlar yazmaya başlar. Fakat her kalbin hızlı atması aşık olduğun anlamına gelmez. Aşk her şeyinle ona teslimiyyetindir. Aşk bir ceza evi sen ona ömürlük hapis olunmuş mahbus.

Bu yüzden benden her gördüğüme, her bana aşık olana aşık olmamı istemeyin. Zamanı geldiğinde gönüllü şekilde teslim olacağım.

Her satrı acıyla dolu hikayeme benimle beraber gözyaşı akıtırmısınız?! Diyecem de her aşk kendi aşığının gözlerinden anlamlı akar. Siz şahit olun yeter.

Son olarak diyeyim ki;

Tesadüf diye bir şey yoktur,
Tevafük vardır. Olması gereken olur.

Züleyhadan.

Ben Züleyha Sarıkaya 20 yaşındayım. Bu hikaye benim öyküm. Hakkımda pek çok şey söyleyemem. Çünki hikayelere sığacak bir geçmişim yok. Annem beni doğarken ölmüş, babam olacak adamsa zaten içkimi desem, kumarmı desem, ne pis iş var bulaşmış. Beni de zaten o vermiş yetimhaneye. Duyduğuma göre zaten o da içkiden ciğerleri hasta olmuş, ölmüş. Anne ve babasızlığı çok erken yaşta yaşadım. Ve bu yaşadıklarım beni 20 yaşımdayken çok daha olgunlaşdırmıştı. Üniversiteyi kendim kazandım. Okuduğum üniversite zengin çocuklarının ve benim gibi kendi gücüyle kazanıp burslu okuyan çocukların ders aldığı ünlü bi üniversiteydi.
Şimdimi napıyorum,  nerdeyim?
Yetimhaneden yaşım yettiği için çıktıktan sonra İstanbulda küçücük bir ev kiraladım. Kirayı vermek için bi kafede işe başladım. İtiraf etmeliyim ki, ikisi bir arada gerçekten çok zor oluyor benim için.  Sabahları üniversiteye gidiyorum, öğleden sonra da kafede çalışıyorum. Bugün pazar olduğu için evdeyim, yarın yine üniversiteye gidcem, onun için akşamdan kiyafetlerimi hazır ettim ve şimdide deliler gibi uyumak istiyorum.....

Sabah alarmın sesine uyandım. Saat altı bucuktu, zor da olsa yataktan kalkıp banyoya girdim. Banyomu yapıp rutin işlerimi de yaptıktan sonra sıra giyinmeğe gelmişti. Altıma çok da kısa olmayan siyah bir etek ve üstüne de beyaz gömleğimi giyip elime de ceketimi aldıktan sonra ağzıma 2 tane şeker atıp evden çıktım. Evet sabahları pek bi şeyler yemezdim,  midem kaldırmıyordu. Zaten fazla  kilolu da değildim. Çöp kadar bi ķızdım. Çünkü genelde beni görenler öyle söylerler.
Otobüs durağı çok da uzak olmadığından her sabah yürüyerek giderdim ve zaten otobüs de gelmişti. Bindim ve üniversitenin önünde indim. Tam bahçeden içeri girecektim ki, koluma bi şeyin çarpmasıyla çığlık atmıştım. Kolum aman tanrım bir araba koluma çarpmıştı!

SONUM (TAMAMLANDI, DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now