22. BÖLÜM

4.2K 157 1
                                    

22. BÖLÜM

(Duru)

Eve gidiyor diye düsündügüm kalan yol boyunca basimi cevirip, bakmiyorum Devran'a bir daha. Bakmam icin bir neden de kalmiyor geriye zaten.

Benim icin ilk olan bir sürü sey söylemisken ben, onun sessizce sadece yüzüme bakmasi öyle cok koydu ki icime, kalbim öyle cok sizladi ki bir anda. Aglamamak icin zor tutuyorum kendimi. "Bu kadar mi karsiliksiz kalir insan?" diye sitem ederken, kizarken ona icten ice... Eymen düsüyor aklima. Ne zaman unuttum onu, diye kendime sasiriyorum. Sahi ne zaman Devran'i görmeye baslayip, onu arkalara bir yerlere ittim? Hem de benim yüzümden yitip, gitmisken?

Bu defa da sucluluk hissi gelip, yerlesiveriyor icimde bir yerlere. Neler oluyor bana? Nasil bu kadar acik oldu düsüncelerim, hislerim Devran'a karsi ve ben bunlari ne zaman fark edip de, dillendirebilir hale geldim kendime?

Daha da kötü oluyorum bu düsüncelerle. Biraz sonra yalniz kalabilecegimi düsünüp, kendimi su an icin sakinlestirmeye calisiyorum ama araba yavaslar yavaslamaz yeniden görebildigim disarisi beni sasirtiyor. "Neden geldik buraya?" diye sormak istiyorum ama konusmak gelmiyor icimden. Üstelik Mehmet'lerin arabasini da bahcede görünce önceden kararlastirilmis bir durum oldugunu da kavrayabiliyor ve Devran'in ardindan iniyorum ben de arabadan.

...............

(Devran)

-"Ohoo, nerede kaldiniz oglum. Akramizdan hemen yetisirsiniz diyorduk biz de..." diye karsiliyor iceri girer girmez bizi ilk gören Mehmet ama bana kas göz isaretiyle 'ne oldu' der gibi hareket yapmasi da uzun sürmüyor.

-"Kusura bakmayin, beklettik" diyerek annemin yanina gidip, öpüyorum güzel ellerinden ama bir karsilik vermiyorum Mehmet'e.

-"Hosgeldiniz" deyip, benden sonra Duru'yu öpüyor annem ve bir süre sarilip, duruyorlar odanin ortasinda.

Duru'nun anneme nasil sokuldugunu görünce, yine kiziyorum kendime. Ne vardi sanki sessiz kalacak, kalbini kiracak kizin? Söyledikleri duymak istediklerim degil miydi? Duydugumda solugumu tutup, devami icin yanip, tutusmadim mi? Ama buna ragmen agzimi acip, bir sey diyemedim. Neler düsündü Duru, kim bilir...

Derin bir "off" cekip, annemin seslenmesiyle bizim icin hazirlanan yemek masasina geciyoruz hep beraber.

* * *

Herkes bir yandan sohbet ediyor, diger yandan is konusuyorken benim gözüm Duru'da. Ne yüzü gülüyor istekle, ne de fazla konusuyor. Bir ara Derya onun kulagina egilip, bir seyler diyor... ama durumunda bir degisiklik olmuyor. Ne keyifleniyor az da olsa, ne de basini cevirip, bana bakiyor. Böylece ben mi yemegi yiyiyorum, yemek mi beni yiyiyor anlamadan kalkiyoruz masadan.

Sanki bu yetmezmis gibi bir de babamin laf sokmalarina kayitsiz kalmaya calisiyorum. Yillar önce sözünü dinlemememin hesabini ödetmeye fazlasiyla kararli. Bana bakip bakip, sanki "iste gör halini" diyor. Halbuki bana ödettigi bedel cok daha fazlasi degil mi?

Dilber annemin herkes icin istedigi kahveleri getirdikten sonra kaldigi yerden devam ediyor sohbet. Daha cok annem soruyor, Derya cevapliyor olsa da... sonunda Duru da biraz olsun aciliyor sanki. Mehmet kimseye fark ettirmeden beni sıkıstırıp dururken "Neyiniz var?" diye, konu dönüp dolasip Duru ile oturdugumuz eve geliyor.

-"Aslinda ben de konuyu nasil acayim diyordum" dedigini duyunca hele Duru'nun, pür dikkat kesiliyorum. "Ben... yani tasinali bunca zaman oldu, is yerini de actik... ama sizi eve davet edemedim bir türlü. En kisa zamanda sizi kendi evimde agirlamayi cok isterim."

DERDE DEVAWhere stories live. Discover now