16. BÖLÜM

3.7K 178 2
                                    

16. BÖLÜM

(Duru)

Kendime inanamıyorum. Derya'ya nasıl uydum ki ben? Hadi beni zorladı, ben niye kandım da beni bu hale getirmesine izin verdim?

-"Bu yaptığına zorbalık denir Derya."

-"Artık sızlanmayı bırak be güzelim! Demek senin de gönlün varmış ki şimdi bu haldesin... Çok da güzel oldun hem" diyerek hemen kendini aklıyor onu suçlamamdan ve elindeki tabakları masaya yerleştirmeye devam ediyor.

Aklımı karıştırmasına izin veren benken, onu suçlamak pek de mantıklı değil zaten. Biliyorum, ama içimde bir huzursuzluk... iyi mi ettim, yoksa kötü mü karar veremiyorum. Derya kadar rahat olamıyorum ne yazikki. İçime sindi mi böylesi, ondan bile emin değilim üstelik.

Üç ay yeter mi yenibaştan başlamaya diye düşünmeden de edemiyorum. Alıştım mı yani sevdiğimin gidişine? Bu kadar kolay mı her şey? Neden o zaman haksızlıkmış, yanlışmış gibi hissediyorum? Ama zaten öyle de değil mi?

Yüzümü astığımı görüp, hemen müdahale ediyor Derya sandaylyeyi çekip, yanıma otururken.

-"Sakın Duru, sakın asma yüzünü yine. Bu halinle hiç yakışmıyor sana hüzünlenmek. Yapma bunu kendine. Bak ne güzel toparlanıyorsun diye sevindirdin beni, yine üzecek misin hemen?"

-"Ben" diye başlıyorum... kelimeler boğazımda yumru oluyor. "Haklısın" diyebiliyorum sonra sadece.

Ve gerçekten haklı Derya. Tüm gün tüm itirazlarıma aldırış etmeden, ısrar edip durdu bu olanlara. Şimdi tüm çabalarını ezip geçmek bana göre değil. Zaten ne yüzünde hiç eksilmeyen gülüşüne kıyabilirim, ne de benim yüzümden kaybolmasına dayanırım. Madem ben de kararlar aldım, o zaman uygulamaya geçmişken neden hala burun kıvırıp, üzeyim ki?

-"Haklıyım tabii" diyerek onaylıyor dediğimi ve gözlerine kadar ulaşan buruk bir gülümseme yolluyor bana. "Zamanla daha iyi olacaksın... hatta hepimiz daha iyi olacağız. İnan bana" diye devam ediyor sözlerine, masanın üzerinde birbirine kenetlediğim ellerimi sımsıkı tutup. "O'nun için Duru, o'nun için iyi olacaksın. Ve iyi olmaya iş kurmakla başlayacağız! Tabii önce masayı hazırlasak hiç fena olmaz... gelir bizimkiler birazdan."

Gözlerimin nemlenmesine engel olamıyorum. Devran gibi Derya'nın da iyi olmamın... olmamızın en çok Eymen için anlam taşıdığını vurgulamasıyla kendimi toparlıyorum hemen ve heyecanına ortak oluyorum onun. Yine de engel olamadığım bir teşekkür dökülüyor dudaklarımın arasından. Daha çok derin bir minnet...

-"Aa, saçmalama Duru. Bugüne bugün ortağımsın sen benim, aramızda teşekkürün lafı bile geçmemeli" diyerek göz kırpıyor bana coşkuyla, neden olduğum duygusal havaya rağmen ve oturduğu yerden kalkıp mutfağa geçiyor yeniden.

Hem masayı hazırlayıp hem de bir süre daha planlarımız hakkında fikir alışverişi yaparken, Derya'nın kesinlikle benden çok hevesli olduğunu yeniden anlıyorum. Hevesini kırmamak için bir şey demesem de, bir yanım hala kararsız. Bendeki değişikliklerin Devran'a ne düşündürteceğini merak etmeden edemiyorum çünkü. İyi olmam için ısarar edip, duran o değil miydi sonuçta?

DERDE DEVADonde viven las historias. Descúbrelo ahora