12. BÖLÜM

3.8K 175 8
                                    

12. BÖLÜM

(Devran)

Günler sonra Bedir beyleri yolcu edip, rahat bir nefes alabiliyoruz. Duru'yu evden çıkarma çabalarım da bir sonuca ulaşıyor hatta ve anne ve babasını uğurladıktan sonra havaalanında arabaya binip, soğuk günde sıcak bir şeyler içebilecek bir yere götürüyorum onu.

Son günlerde daha da içine kapanmasını neye yorumlayabileceğimi bilmesem de, bu durumun çok yakında düzeleceğini umuyorum.

Garsona siparişleri verip, beklemeye başlıyoruz çayları getirmesini. Bu sürede sessizce etrafı izlmeyi tercih ediyor Duru. Zaten dışarı çıkmak için fazlasıyla isteksizken, şimdi benimle ne konuşacağını bilemiyor belki de. Bir süre yüzünü izliyorum ben de onun ve sonunda günlerdir uğraştığımın haberini vermeye karar veriyorum.

-"Ne düşünüyorsun?" diye başlıyorum yine de.

Mavilerini bana çeviriyor ama garson çocuğun çayları getirmesiyle sessizlik sürüyor bir süre daha.

-"Hiç" diyor sonra.

Bir "hiç"ten çok daha fazla şeyin aklını kemirdiğine eminim ve istemdışı masadaki elini kavrıyorum bir elimle.

-"Geçecek" diyorum aynı anda, belki teselli olabilirim diye. "Bugün yeni evimizi görmeye gideceğiz hem. Biraz daha umutla yaşamaya başlayabiliriz ikimiz de belki bundan sonra. Ha?"

-"Yeni evimiz mi? Yani... Ne demek bu?"

Şaşkın hallerine gülümsemeden edemiyorum Duru'nun. Ona çok yakında kendi düzenimizi kurmamız gerektiğini söylediğim halde dediklerimin olamayacağını düşünmüş olmalı ama kararlı olduğumu o da bilsin ve ona göre davransın istiyorum bundan sonra.

-"Gideceğiz demek Duru, konuşmuştuk bunu önceden."

-"Biliyorum ama gerçekten beraber mi yaşamaya başlayacağız?"

-"Benden korkuyor musun?" diye soruyorum gözlerimi kısıp.

Neden böyle davrandığını anlıyorum ama kaçışları nafile bir çaba. Bunu görmüyor oluşuna kızmadan edemiyorum.

-"Korkmuyorum..." diye fısıldayıp, gözlerini camdan dışarıya çeviriyor. Eli hala elimde, çekmiyor ama.

-"O zaman?... Hadi çaylarımızı bitirelim de, emlakçıyla buluşmadan önce sana evin civarını gezdireyim."

Çekinerek bana çeviriyor bakışlarını yeniden. Bir şeyler demek istiyor ama susup dudaklarını kemirmeyi tercih ediyor. Belki de o konuşmadan ben anlayayım demek istediklerini diye bekliyor. Bir harekette bulunmayıp, çayımı alıyorum elime ve böylece yeniden sessizlik kaplıyor ortalığı.

……………

(Duru)

Ayrı bir eve çıkacağımızı söylemiş olsa da Devran, bunu isteyip... istemediğimden emin değilim. O evde nasıl nefes alabileceğimi bilmesem de, Eymen'den izler bulmak... belki de kokusunu hissetmek beni ayakta tutuyordu. Şimdi benimsemeyeceğimi bildiğim, "benim" demekte zorlanacağım yeni bir eve taşınmak nasıl olur, hiç bilemiyorum. Belki de beni rahatsız eden tek şey, yeni dört duvarlar arasında Devran ile bir hayat kurmaya çalışacağımı bilmek. Bunun beni neden böylesine korkuttuğunu çözemesem de, ağzımı açıp bir şeyler diyemiyorum.

Mahir babanın evinden uzak sayılacak bir yerde beni gezdirip duruyor Devran önce. Sonra bir apartmanın önünde arabayı durdurup, bizi bekleyen emlakçıyla üçüncü kattaki daireyi gezdirmeye başlıyor bana. İlgilenmediğimi gördüğü halde vazgeçmiyor. Her şey ile ilgili fikrimi sorunca, elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum yine de sonra. O böylesine çabalarken, bir işe yaramamak canımı sıkıyor işte.

DERDE DEVANơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ