Multi'deki şarkıyı kesinlikle dinlemenizi öneririm..
¤Yorumlarınız benim için önemli , çekinmeden düşüncelerinizi belirtin lütfen.¤
"Bu kitap; ziyan olan tüm aşklarınıza.. -YazarSuPerisi."
29.Bölüm ♧ "KARANLIĞIN HİSLERİ.."
Bilinmezliğin hüküm sürdüğü sessizliğin içinde etraftaki makina sesleri boğuklaşmış , tek bir adamın sesi zihnimin duvarlarında yankı buluyordu.
"Çok güzel bir parça.."
Donuklaşan gözlerim tek bir noktaya sabitlenmiş , hangi ânâ ait olduğunu bulmaya çalışıyor gibiydi.
"Güzel bir yeteneğin var , Güneş."
"O halde çalmayı en çok sevdiğin parçanın adı 'Karanlığın Hisleri.' olsun."
Gözlerimin önünden parça parça geçen görüntüler seslerin arasına karışıyor , zihnimde yalancı bir masal yazıyordu.
Yağmur tüm şiddetiyle yağarken camın ardından bakmayı kesip eşyalarımı alarak eve gitmek üzere müzik evinden çıktım. Elimde bestelerin bulunduğu dosyayı ıslatmaya kıyamazken onu başıma tutup tutmamakla kararsız kalmıştım. Sonra hiç düşünmeden kendime kızarak dosyamı ıslanmaması için kabanımın içerisine sokup kolumun altına sıkıştırdım. Elimde sıkı sıkıya tuttuğum eşyalarım sanki düşecek gibiydi. Hızlı adımlarım , bardaktan boşanır gibi yağan yağmurun içinde zorlukla ilerliyordu. Suyun gölleştiği yerde botlarım suyun içine gömülüp tekrar çıkıyordu. Böylece de bayağı ıslanmıştı. Karanlık yolda su sesinden başka hiçbir şey duyamazken eve varma umuduyla ilerlemeye devam ettim. Saçlarım ıslaklıkla yüzüme yapışmış kıyafetlerim sırılsıklamdı. Daha çok hızlandım. Sokak lambaları yanmıyordu. Yağmurdan dolayı elektrikler kesilmiş olmalıydı.
Dizlerimin üzerine yavaşça çöktüm. Başımı ellerimin arasına alarak zihnimin bana anlattığı masalı duymak istemedim. Aynı zamanda görmekte.
Karanlık sokakta bir araba farı yanarak etrafı aydınlattı. Vücudumu bir ürperti kaplarken yalnız olduğum sokakta korkuyu reddettim. Araba motorunun sesini yeni yeni duymaya başlarken yakınlaşıyordu. Panikle daha çok hızlanmaya çalıştığım sırada fularım göllenmiş yolda suya düştü. Bir an duraksasam da onu orada bırakarak yoluma devam ettim. Far ışığı da motor sesi de artık çok yakınımdaydı. Bir süre sonra ışık kayboldu , sokak tekrar karardı. Rahat bir nefes aldığım sırada birinin kolumdan tutup beni durdurmasıyla tiz çığlığım sokakta yankılanırken kolumun altındaki dosya yere düşerek suyun içinde kayboldu. Dehşete düşmüş bir şekilde başımı kaldırdım. Bir eliyle başımın üzerine siyah bir şemsiye tutuyordu. Diğer eli ise hala kolumu kavrıyordu. "Gecenin bu saatinde , tek başına , bu yağmurun altında , burada olman doğru değil küçük hanım." Tane tane sarf ettiği sözlerin ardından gülümsedi adam. Tahminen 22 yaşlarında olmalıydı. Karanlığın içinde yüzünü tam seçemiyordum. Ve fazla yakındı. Bir adım geri attığımda şemsiyenin altından çıktığım için tekrar ıslanmaya başlamıştım. İlahi sesiyle küçük bir kahkaha attıktan sonra yaklaşmadan şemsiyeyi başımın üzerine getirdi. "Yetenekli olduğun kadar inatçısın da sanırım." Ne dediğini anlayamazken elime şemsiyeyi tutuşturarak bana biraz daha yaklaştı. "Farah Güneş Yekeli.." Şaşkınlık içinde gözlerim irileşirken o çoktan arkasını dönmüştü bile. Daha beni nereden tanıdığını soramazken kulağıma fısıldadığı kelimelerin ardından karanlıkta kaybolup gitmişti.
YOU ARE READING
GARDENYA MEVSİMİ
General Fiction"Kabuk bağlayan yaranı her kaşıyışında canın aynı şekilde yanar , acıyı kanatırsın. Bir zaman sonra tekrar kabuk bağlar yaran.. Konu gönül yarası olunca hiç bir zaman iyileşmez. Geçmesini istesende kanar durur sürekli." Yeşil gözleri denizin sesini...