- 41 - ÇARESIZLIK

Start from the beginning
                                    

- Abi niye bozuyorsunuz siz düzeninizi?

- Lan oğlum zaten çıkacağım dedim.

Bu kez araya giren Rüveyda oldu :

- Nereye gideceksin ki sen? Hiç uyumadın zaten.

- Artık bir şeyler yapmak istiyorum. Bir an evvel annemi görmek istiyorum.

- Ne yapacaksın?

Bir bilseydim ne yapacağımı. Elim kolum bağlı bir mahkumdan farksızdım. Arabanın kapısını açarken cevapladım Erdem'in sorusunu :

- Bilmiyorum.

- Aslında benim bir fikrim var.

Kontağı çalıştırırken yanımdaki koltuğa oturan Erdem'e baktım.

- Neymiş o?

- Babanın şu an ortak olduğu şirkete gitsek, sonra bir şekilde babanın ceketine dinleme cihazı taksak?

- Erdem , hastanelere düşünce aklın çalışmaya başlamış senin. Ama tam olarak değil. Eksik gibi hâlâ.

Gülerek söylediğim son cümlenin ardından sinirlenmesini bekliyordum ama hiçbir tepki vermedi.

- Cihazı iyi akıl ettin de dinleme cihazı işimize yaramaz. Takip cihazi takacağım. Sağolasın kardeşim.

- Sen sağol abi. Dün için mahçubum sana karşı. Rahatsız ettim sizi kusuruma...

- Biraz dengesizlik ettin, evet ama sarhoş olduğunu hesaba katarak ciddiye almadım seni zaten. Ha bu arada, alkol meselesini de ayrı konuşacağız seninle merak etme.

- Nasıl istersen abi.

********************

Gönlüm feragat etmişti birçok şeyden. Hak diye bildiğim hep imtihan diye çıkmıştı karşıma. Yine de pes etmeyecektim. İnanç öyle bir şey ki ayakta tutar insanı. İnanç ki umut olur feragatlara bile. Rabbime güvenerek adım atmıştım ben. Ve Rabbim bana en hayırlısından açacaktı bir kapı.

Kahvaltı yaptıktan sonra Rüyada'yı kursa bırakmıştım. Aslında düşününce dediği gibi olmuştu gerçekten. Kursa giderim demişti ve gitmişti de. Gönlü güzel insan... Şimdi ise babamın yeni şirketine varmıştım. Arabayı park edip önümde duran yüksek binayı inceledim bir müddet. Arkamdan gelen ani fren sesiyle zor attım kendimi kenara.

- Yavaş be kardeşim.

Araba durunca içinden çıkan genç kızla kaldırmış olduğum elimi indirdim. Her ne olursa olsun bir kadına el kol hareketi yapılmazdı.

- Siz de çok yanlış bir yerde durmuşsunuz ama. Benim yerimde kim olsa yerdeydiniz şu an.

Yanıma doğru havalı havalı yürüyüp güneş gözlüklerini çıkararak elini uzattı.

- Asena.

Adını söyleyip adımı söylememi beklemişti. Ve tabi elini sıkmamı... Çok beklerdi.

- Kerim.

Yüzüne bakmadan verdiğim cevapla eğilerek uzatmadığım elimi sıktı. Gel de sakin kal.

- Memnun oldum Kerim.

Elimi hızlıca elinden çekerek şirkete adımladım.

- Atarlıyım diyorsun, sevdim bunu.

Duymamazlıktan gelerek şirketin kapısından içeri girdim. Ömer Bey'in odasını sorup asansöre bindim. Kapı kapanmak üzereyken birisi tutunca binmesi için biraz daha geriye gittim. Az önce kapıda karşılaştığım kızdı. Asena...

AŞKIN ÖRTÜSÜ Where stories live. Discover now