- 41 - ÇARESIZLIK

Magsimula sa umpisa
                                    

- Mesela... İtiraf gibi , bir itirafta bulunabilirsin.

- İtiraf etmem gerekirse...

Ellerini ellerimden çekerek ayağa kalkarken muzipçe gülümsedi.

- Evet, itiraf etmen gerekirse ?

- İtiraf etmem gerekirse burası çok kötü kokuyor. Bir an evvel eve dönmek istiyorum.

Kim demiş erkekler odundur diye? Sevgili karım az evvel çürüttü bu tezi. Lafını bitirir bitirmez arkasını dönüp yürümeye başlayınca ben de ayağa kalktım. Gülmeme engel olamazken yürüdüm peşi sıra. Muziplik yapma sırası bendeydi. Yanından geçerken kulağına eğilip yalnızca onun duyacağı ses tonuyla konuştum :

- Eve gitmek için bahane aramana gerek yok karıcığım. Biliyorum evimize dönmeyi ne kadar çok istediğini.

Sözlerimin ardından adımlarını donduran Rüveyda'yı arkamda bırakarak Erdem'in bulunduğu odaya girdim. Loş ışıkla aydıntılmış odada gözlerim Erdem'i bulunca sinirimi şakaya vurmaya çalıştım :

- Devrem! Rol çalıyorsun , yapma.

Erdem'in kısık gözlerinde anlamadığını belirten bir ifade yatıyordu.

- Mecnunluk diyorum , benim işimdi.

Bu kez ne dediğimi anlayarak gülümsedi. Bilinci yeni açılıyordu.

- Sen evlenince ben devam ettireyim dedim. Boşta kalmasın.

- Evlenince Mecnunluğumdan bir şey kaybedeceğimi de nereden çıkardın? Leylasına kavuşan Mecnun Kays'lığa geri terfi etmiyor yiğidim. Sen önce bir dağları aş da gel. Ama dikkat et, deldiğin dağların altında kalma.

Uyarı merkezli konuşmamdan ne demek istediğimi anlayan Erdem'in gülümsemesi yüzünde soldu. Üstüne gitmek istemiyordum. Odaya göz gezdirdiğimde Rüveyda'nın hâlâ gelmemiş olduğunu gördüm. Fazla fazla utanmıştı sanırım.

- Ben Rüveyda'yı çağırıp geliyorum.

Başıyla onaylayınca kalkıp odadan çıktım. Rüveyda koridorda duvara yaslanmış tırnaklarını kemiriyordu.

- Tamam ya bu kadar acele etme. Gir iki dakika içeri , sonra gideceğiz zaten.

- Keriimm !

- Şştt... Hastane koridorlarında bağırmayalım lütfen.

- Bak böyle yaparsan giderim ama.

- Eve mi?

- Tabi ki de eve değil. Kursa dönerim.

- Ama olmaz ki böyle. Sen daha ilk günden babamın evine giderim moduna bağladın.

Benimle tartışmaya devam ettikçe daha çok çıldırdığı için vazgeçip burnundan soluyarak yanımdan geçti. Odanın kapısına geldiğinde durdu, ben olmadan içeri de giremezdi çünkü. Kahkaha atarak yanından geçip odaya girdim tekrar.

**********************

Hastaneden çıktığımızda gün daha yeni ayıyordu. Arabaya doğru ilerlerken Erdem duraksadı.

- Ne oldu, niye durdun?

- Bu şekilde eve gidemem. Annemin soru yağmuruna hazır değilim.

- Bize gidiyoruz zaten abicim.

- Yok , olmaz. Ne işim var sizin evinizde?

- Yürü Erdem , kahvaltı yapalım zaten ben çıkacağım. Rüveyda'yı da kursa bırakacağım.

AŞKIN ÖRTÜSÜ Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon