38.BÖLÜM

5.7K 451 18
                                    


Melek

  "Hayır hayır... Allah'ım sen yardım et. Kenan, Yusuf'a birşey yapmasın. " Kenan Yusuf'a silah çektiğinde neye uğradığımı şaşırmıştım. Ne yapacağımı bilemedim. Çaresizce öylece izledim. Ayaklarım tutsa da o silahın önüne geçebilsem. Yusufuma birşey olursa ben ne yaparım. Hem de benim yüzümden ona bir zarar gelirse kendimi asla affetmem.

  " Allah'ım sen bacaklarıma can. Can verki Yusufuma zarar gelmesini engelleyebileyim. Allah'ım ne olur yardım et bana. Ne olur...." Arabadan inebilmek için çaba gösteriyordum ama bir işe yaramıyordu. Olmuyordu. Tekrar denedim. Ben arabadan inmeye çalışırken korktuğum şey başıma gelmişti. Silah sesi geldi.  Başımı kaldırıp Yusuf'a baktım.

  " HAYIIIRR... YUSUUUFF... Aaaahh.... Hayır olamaz... Yusuf... Yusuuuf..."

  Kalbimin durduğunu hissettim. Nefes alamaz oldum. Göğsüme bıçak saplanıyordu sanki. Nasıl bir acıdır bu Allah'ım.

Yusuf yere düştü. Ben de onunla birlikte düştüm. Bağırdım. Gözyaşlarına boğuldum. Sevdiğim adam ölüyordu ve ben hiç birşey yapamıyordum. Arabadan inip onun yanına gitmeliydim. Arabanın koltuklarında tutunarak doğrulmaya çalıştım. Bir şekilde çıkmam lazımdı. Ama başaramadım. Ben daha kapıyı açmadan Kenan arabaya bindi. Onu görünce daha da delirdim. Çılgına döndüm..

  " Allah seni kahretsin. Pislik herif... Sen...Sen Yusuf'u öldürdün. Sen hayatımı elimden aldın. Beni nefessiz bıraktın sen. Yusufumu öldürdün. Allah seni kahretsin...Beni de öldürdün... Yusuf... Yusuf..."  Ellerimi yumruk yapıp onun oturduğu koltuğa vurmaya başladım. Arkasını dönüp bana baktı.

  " Yeteeer!... Sus artık. O adam için mi göz yaşı döküyorsun. O bizim için bir engeldi ve bu engeli ortadan kaldırdım. Teşekkür etmek yerine bana bağırıyorsun. Kendine gel Melek. "

  " Ne saçmalıyorsun sen... Hastasın sen. Ruh hastasısın. "  İçim yanıyordu. Sevdiğim adam gözlerim önünde ölümüştü.  Hepsi benim suçumdu.  Beni kurtarmak için kendi hayatını hiçe saydı. Allah'ım ben nasıl dayanırım bu acıya. O benim ruhumdu. Aldığım nefesimdi. Kalp atışımdı. O benim herşeyim olmuştu. Ben nasıl yaşarım bu acıyla. Allah'ım sen bana dayanma gücü ver. Bu zalimin elinden kurtulmama yardım et. Yusufuma kavuştur beni. Aldığım her nefes azap gibi geliyordu sanki bana. Daha ona sevdiğimi bile söyleyemedim. Haksızlık değil mi bu. Onsuz nasıl yaşarım ben. Allah'ım Yusufuma kavuştur beni ne olur. Onsuz bırakma beni.

  Ağlamaktan bitkin düşmüştüm artık. Nereye gittiğimizi bile bilmiyordum. Tek düşündüğüm Yusuf'du. Yusufumun yanında olabilmekti. Yusuf'un anahtarı hala avucumun içindeydi. Ondan bana kalan tek şeydi şu an.

   Arabayı durdurmuştu. Kafamı kaldırıp etrafa bakmak bile zor geliyordu bana. Hiç birşey yapmadan öylece durdum. Kenan arabadan inip yanıma geldi. Beni de arabadan indirdi. Arabadan indiğimde gözlerimle etrafı taradım. Karanlıktan pek birşey görünmüyordu. Ağaçlar vardı onun dışında birşey şekilmiyordu. Kenan beni kucağına almıştı.  Ondan iğreniyordum. Onu ellerimle boğmak geliyordu içimden. Ama hiç dermanım yoktu. Sanki sadece ayaklarım değilde bütün vücudum tutmuyordu. Beni bir eve girdirdi. Ev değil aslında bir kulübeydi. İçeri girdiğimde anladım. Baya geniş duruyordu.  Beni sedirin üstüne bıraktı. Sonra kendisi sobanın yanına gitti. Yakmak istiyordu anlaşılan. Hoş yaksada ben yine üşümeye devam edecektim.  Ben artık hiçbir şekilde ısınamayacaktım. Yusufumun yokluğuyla her daim üşüyecektim.

  " Nasıl rahat mısın canım. "

  " Canın çıksın. "

  " Aaa...Oldu mu şimdi. Hala bana kızgın mısın sen. Hallettik sanıyordum. "

YUSUF'UN MELEĞİΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα